Yarı Başkanlık Sistemi Nedir? Yarı Başkanlık Sisteminin Tarihi ve Uygulamaları

18.yüzyıldan itibaren Anayasal gelişmelerin hız kazanmasıyla birlikte hükümet sistemleri tartışılır hale gelmiş ve bu hükümet sistemleri hakkında uygulamada oluşan açıklıkların tespiti yapılmaya çalışılmıştır. Özellikle Fransız İhtilali sonrasında, Fransa’da devrimlerin ardı arkası kesilmemiş, belli bir yönetim biçimi ve hükümet sistemi hakkında istikrar sağlanamadığı için devlet kendi içinde tekrar dizayn edilmeye çalışılmıştır. Bu durumun dünya hukuk tarihine getirisi ise, başkanlık sistemi ile parlamenter sistem arasında yapılan tercihler ve bu sistemlerin olumlu-olumsuz yönlerinin tartışılması olmuştur. İşte yarı başkanlık sistemi, bu tartışmaların ortasında özerk bir sentez olarak ortaya çıkmış, deneysel bir hükümet sistemi olarak varlığını sürdürmüştür. Bu yazının amacı, yarı başkanlık sisteminin ne olduğunu irdelemek, yarı başkanlığın tarihi ışığında oluşumundan itibaren hangi şekillerde uygulandığını ortaya koymaktır.

Yarı Başkanlık Hakkında Doktrinde Oluşan Tanımsal Farklılıklar

   Yarı başkanlık sistemi hakkında doktrinde farklı görüşler ve farklı tanımlamalar mevcuttur. Bu durum hükümet sistemleri hakkında sonu gelmeyen tartışmaların tezahürü olarak karşımıza çıkmaktadır.

Gözler’e göre, ‘’Cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiği bir parlamenter sisteme yarı-başkanlık sistemi’’ denir ve Gözler bu isimlendirmenin ‘’yarı-parlamenter’’ olarak da yapılabileceğini belirtir. (Gözler, 2019, s.241) Kaboğlu’nun tanımı da bu tanımla benzerlik gösterir. Ona göre yarı başkanlık rejimi ‘’parlamentoculuğun temel özelliklerini sürdüren, ancak Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle başkanlık yönetiminin temel ögesini almış bulunan karma bir model
’’ olarak tanımlanmalıdır. (Kaboğlu, 2019, s.150) Özbudun ise yarı başkanlık sistemi için halkın cumhurbaşkanını seçmesini yeterli görmemiştir. Özbudun, yarı başkanlık sisteminin iki zorunlu unsuru olduğunu, bu unsurlardan ilki cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi iken bunun yeterli olmadığını belirtmiş ve ikinci olarak cumhurbaşkanının önemli siyasal yetkilere sahip olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu duruma Fransa yarı başkanlık sistemi içerisinde cumhurbaşkanının sahip olduğu, yasama meclisini tamamen kendi takdirine bağlı olarak feshetme yetkisini örnek göstermiştir. (Özbudun, 2019, s.318-319)

Yarı Başkanlık Sisteminin Özellikleri

   Yarı başkanlık sistemi, diğer hükümet sistemleri olan başkanlık sistemi ve parlamenter sistemin özelliklerinin bir kısmını kendi bünyesinde barındıran, karma yapıda olan bir hükümet sistemidir. Yarı başkanlık sisteminin en temelde üç özelliği bulunur:

(1) Yürütme organı iki başlıdır.

Yarı başkanlık sistemine göre, yürütme organı iki aşamada ele alınır. Bir tarafta devletin başı olarak gösterilen devlet başkanı (diğer kullanımıyla cumhurbaşkanı) bulunurken diğer tarafta hükümet yani bakanlar kurulu bulunur. Bakanlar kurulunun başında da başbakan bulunur. Genel olarak başbakan cumhurbaşkanı tarafından atanır ancak başbakan ve bakanlar kurulunu feshetme yetkisi her zaman cumhurbaşkanının elinde bulunmayabilir. Bu durum ülkelerin kendi iç işleyişinde belirledikleri kabule göre değişebilir. Örneğin Rusya’da devlet başkanı başbakanı direkt olarak feshedebilirken Fransa’da yalnızca başbakanın istifasını teklife sunar. Başbakan bu teklifi kabul etmek zorunda değildir. (Kaboğlu, 2019, s.151) Başbakan ve bakanlar kurulu kural olarak yasama erkine sorumlu olduğundan dolayı meclis tarafından görevden alınabilir.

Yürütme erkinin iki başlı olması belli başlı tartışmaları beraberinde getirmiştir. Buna göre farklı siyasal grupların aynı anda cumhurbaşkanlığı makamına ve hükümetin başına gelmesi durumunda birbirlerini engelleyebilecekleri öne sürülmüştür. Bu duruma örnek, Fransa’da 1986-1988 ve 1993-1995 yılları arasında yaşanmış siyasal dönemlerdir. Bu gibi durumlarda yarı başkanlık sistemi belirli istikrarsızlıklara yol açmıştır. (Kaboğlu, 2019, s.152) Bu durum yarı başkanlık sisteminin en çok eleştirilen yönlerinden biridir.

Yarı başkanlık sisteminde yürütme organının iki kanatlı olması durumu, yani bir tarafta cumhurbaşkanının bulunması diğer tarafta da başbakan ve bakanlar kurulunun bulunması, onun teknik olarak parlamenter sisteme benzemesine yol açmaktadır.

(2) Başkan doğrudan halk oyuyla seçilir ve önemli siyasal yetkilere sahiptir.

Parlamenter sistemde, devlet başkanları halkın oylarıyla değil meclisin oyları ve takdiriyle seçilmektedir. Bu durumun sebebi, parlamenter sistemlerde devlet başkanlarının önemli siyasal yetkilere sahip olmaması ve yetkilerinin sembolik olmasıdır. Diğer yandan başkanlık sisteminin temel niteliği olan ‘’devlet başkanının halk tarafından seçilmesi’’ durumu, devlet başkanına önemli siyasal yetkiler tanınmasını sağlamıştır. Bu yönüyle yarı başkanlık sistemi, parlamenter sisteme değil başkanlık sistemine benzemektedir.

(3) Başbakan ve bakanlar kurulu, yasama erkine karşı sorumludur.

    İfade ettiğimiz gibi yarı başkanlık sisteminde yürütme organı iki başlıdır. Yani yürütme organını ifade eden iki mekanizma bulunur ki bunlar devlet başkanlığı ve bakanlar kurulu (hükümet) mekanizmalarıdır. Bunlardan ilki olan devlet başkanı, parlamento önünde sorumlu değildir. [2] Ancak başbakan ve bakanlar kurulu yasama organına karşı sorumludur. Bu sorumluluktan ileri gelmektedir ki yasama organı, bakanlar kurulunu görevden alabilir. Bu durumda devlet başkanının hükümeti tekrardan tahsis etmek amacıyla tekrardan başbakan ataması ve onun akabinde kabineyi baştan dizayn etmesi gerekir. Bu yönüyle de yarı başkanlık sistemi, başkanlık sisteminden çok parlamenter sisteme benzemektedir. (Gözler, 2019, s.241)

Yarı Başkanlık Sisteminin Tarihi Arka Planı

   Yarı başkanlık sistemi ilk olarak 1919 yılında, Weimar Cumhuriyeti ve Finlandiya Anayasalarında öngörülmüş; sonrasında Avusturya, İzlanda ve İrlanda’da yarı başkanlık sistemi benimsenmiştir.  (TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, 2017, s.6) Ancak yarı başkanlık sisteminin yaygınlaşması ve sistematikleşmesi, 1958 yılında Fransa’nın yarı başkanlık sistemini uygulamaya başlamasının ardından gerçekleşmiştir. Çünkü Fransa’da, Fransız İhtilali sonrasında yönetim biçimi ve hükümet sistemi konusunda gerçekleşen tartışmalar hiç son bulmamış ve sürekli bir gündem halinde döngüsel bir şekilde hareket etmiştir. 1. ve özellikle 2. Dünya Savaşı’nın ardından tartışmalar daha da alevlenmiş ve yapısal değişiklikleri zorunlu hale getirmiştir. Bunu izleyen yıllarda, Fransa Cumhurbaşkanlığı konumuna 2. defa gelen Charles de Gaulle, 1958 yılında Beşinci Fransız Cumhuriyeti’ni kurdu ve 1958 Fransız Anayasasının yapımına öncülük ederek yarı başkanlık sistemini tahsis etti. Fransa’da yarı başkanlık sisteminin başarılı bir seyir takip etmesinin ardından 1976’da Portekiz, 1990’lı yıllardan itibaren de dağılan Sovyetler Birliği’nin eski üyesi olan bazı devletler yarı başkanlık sistemini kabul etti.

Türkiye’de de resmi olarak adı konmasa da yapılan bazı anayasal değişikliklerin ardından 28 Ağustos 2014 ile 9 Temmuz 2018 tarihleri arasında yarı başkanlık sisteminin benzeri bir sistem uygulanmıştır. (Gözler, 2019, s.242)

Yarı Başkanlık Sistemini Uygulayan Ülkeler

   Yarı başkanlık sistemini fiili olarak uygulayan ülkeler, genel anlamda belirli ortak özelliklere ve yakın coğrafyalara sahiptirler. Yu-Shan Wu’ya göre bu ülkeleri 3 kategoride toplamak mümkündür. Birincisi Fransa, Portekiz, Finlandiya, Avusturya, İzlanda ve İrlanda’nın yer aldığı, yerleşmiş demokrasiye sahip Avrupa ülkeleridir. İkincisi ise Rusya, Ukrayna, Litvanya, Gürcistan, Ermenistan ve Kırgızistan’dan oluşan Sovyetler Birliği ülkeleridir. Bu gruba Sovyetler Birliği’nden etkilenen Polonya, Makedonya, Romanya, Slovakya, Slovenya, Hırvatistan ve Bulgaristan da girmiştir. Son olarak üçüncü grup ise sömürgeci devlet hakimiyetinden kurtulan birtakım Afrika ülkesinden oluşmaktadır. Bunlar Burkina Faso, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gabon, Haiti, Madagaskar, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Cape Verde, Doğu Timor, Guinea-Bissau, Mozambik, Sao Tome ve Principe, Namibya, Singapur, Sri Lanka’dır. (Wu, 2011, s.22)

Sonuç

Yarı başkanlık sistemi, 20. yüzyılda temelleri atılmış, günümüzde halen uygulanmakta olan bir hükümet sistemidir. Başkanlık sistemi ve parlamenter sistem üzerine çıkan tartışmalar sonucunda, yarı başkanlık sisteminin de aslında uygulanabilir ve tutarlı bir sistem olduğu, ileri demokrasi anlayışına sahip bazı ülkelerce kanıtlanmıştır.

Diğer yandan yarı başkanlığın uygulandığı Afrika ülkeleri ve eski Sovyetler Birliği ülkelerinin ortak özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, demokrasiye yeni adım atmış ülkelerin yarı başkanlık sistemini bir kolaylık olarak gördüğü söylenebilir. Ancak diğer yandan demokrasinin oturduğu bazı ülkelerde de yarı başkanlık sistemi etkili bir şekilde uygulanmaktadır. Anlaşılan o ki yarı başkanlık sistemi, yalnızca demokrasiye bir ilk adım vazifesi görmekten ziyade, demokrasinin uygulanmasında önemli bir sistematik yapı inşa etmektedir.

Kaynakça

Demir, F. (2013). Yarı Başkanlık Hükümet Sistemi ve Türkiye, s.831-834

Gözler, K. (2019). Anayasa Hukukunun Genel Esasları, (Onbirinci Baskı). Bursa: Ekin Yayınevi, s.241-242

Kaboğlu, İ.Ö. (2019). Anayasa Hukuku Dersleri, (14. Baskı) Legal Yayınları, s150-152

Özbudun, E. (2019). Türk Anayasa Hukuku, (19. Basım). Yetkin Yayınları, s.318

TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, (2017), Karşılaştırmalı Hükümet Sistemleri: Yarı-Başkanlık Sistemi (Fransa, Polonya ve Rusya Örnekleri), s.1-21

Tuncay İlçim Avukatlık Hizmetleri Danışmanlık Bürosu, (2018), Başkanlık Sistemi – Parlamenter Sistem – Yarı Başkanlık Sistemi. Erişim Tarihi: 25.10.2020, http://tuncayilcim.av.tr/v5/baskanlik-sistemi-parlamenter-sistem-yari-baskanlik-sistemi/

ÜniBilgi, (2015), Yarı Başkanlık Sistemi. Erişim Tarihi: 28.10.2020, https://www.unibilgi.net/yari-baskanlik-sistemi/

Vikipedi, (2020), Yarı Başkanlık Sistemi. Erişim Tarihi: 27.10.2020, https://tr.wikipedia.org/wiki/Yar%C4%B1_ba%C5%9Fkanl%C4%B1k_sistemi

Wu, Y.S. (2011). Clustering of Semi-Presidentialism, s.22

Dipnotlar

[1] Hazırlayan: Ömer Kayaalp

[2] İstisnaları mevcuttur: İzlanda Anayasası, madde 11