Sosyalizmin Eşitlik Anlayışı İle Liberalizmin Eşitlik Anlayışının Karşılaştırılması

Sosyalizmin Eşitlik Anlayışı

Sosyalizm sosyal eşitlik inancı veya sonuçların eşitliği tarafından karakterize edilmiştir. Sosyalistler, eşitliğin bu şeklini destekleyen en az 3 argüman geliştirmişlerdir.

Birincisi, sosyalizm eşitliği, adaleti ve dürüstlüğü destekler. Sosyalistler, bireyler arasındaki doğuştan gelen yetenek farklılıklarına göre servetin eşit olmadığı yönündeki açıklamaya karşıdırlar. Sosyalistler kapitalizmin rekabetçi ve bencil davranışları desteklediğine ve insan eşitsizliğinin çok geniş ölçüde toplumun eşit olmayan yapısını yansıttığına inanırlar. Onlar tüm insanların hemen hemen aynı doğduğu, tam anlamıyla aynı yetenek ve becerileri sahip oldukları gibi saf inançlara sahip değildirler. Bununla birlikte sosyalistler insan eşitsizliğinin en önemli biçimlerinin, doğa tarafından eşit olmayarak yaratılmaktan ziyade toplum tarafından eşit olmayan davranışlar sonucu oluştuğuna inanırlar (Heywood, (1992) s:122-124).

İkincisi, sosyal eşitlik toplumun ve işbirliğinin temelini oluşturur. Eğer insanlar eşit koşullarda yaşıyorlarsa, onların kamu yararı için birlikte çalışmaları ve birbirlerine bağlanmaları daha çok muhtemel olacaktır. Eşit neticeler bu yüzden sosyal dayanışmayı kuvvetlendirir. Sosyal eşitsizlik çatışmaya ve istikrarsızlığa neden olur. Bu sosyalistlerin “Doğal Seleksiyon” mantığını geliştirdiğinden dolayı fırsat eşitliğini geliştirmesinin de sebebini açıklar (Heywood, (1992) s:122-124).

Üçüncü olarak sosyalistler sosyal eşitliği desteklerler. Çünkü insanın ihtiyaç duyduğu duyumun kendini gerçekleştirmesi ve tatmin etmesi için gerekli olduğuna inanırlar. Tüm insanlar geniş ölçüde benzer ihtiyaçlara sahip oldukları için duyum ihtiyacı temelinde dağıtılan servet, açıkça eşitlikçi bir anlam içerir. Bu nedenle liberallerden farklı olarak sosyalistler özgürlüğün ve eşitliğin uyumlu doktrinler olduğuna inanırlar. Yine de duyum ihtiyacı fiziksel veya zihinsel yetersizlikten doğan özel ihtiyaçlarının oluşması durumunda eşitlikçi olmayan anlamlar içerir (Heywood,(1992) s:122-124).

Sosyalistler, sosyal ve ekonomik eşitliğin avantajları üzerinde hemfikir olmalarına rağmen bu eşitliklerin sebep olabileceği ve sebep olmaları gereken şeyler hakkında aynı fikirde değildirler. Marksistler de komünistler  gibi sermayenin devletleştirilmesinin ve özel mülkiyetin kaldırılmasının meydana getirdiği mutlak sosyal eşitliğe inanırlar (Tosun, 2010).

Liberalizmin Eşitlik Anlayışı

Liberaller eşitliğe bağlıdırlar fakat temelde “Tüm bireyler eşit ahlaki değerlere sahiptir ve bundan dolayı eşit haklara ve saygıya layıktırlar.” düşüncesini benimserler. İnsanlar, çok farklı yetenek ve becerilerle doğmuşlardır ve çok çalışma, kimsenin olmadığından daha çok zengin olmak için gerekli kabiliyetlere sahip olma gibi özelliklere göre ödülü hak ederler. Bu yüzden liberaller fırsat eşitliğini desteklerler fakat bunun sosyal ve ekonomik eşitliğe sebep olması gerektiği veya olacağı yönünde herhangi bir neden göremezler.

Liberalizm yalnızca, bireylerin altında faaliyet gösterdiği şartları belirlediği sürece, devletin bunu herkes için aynı biçimsel kurallara göre yapmasını talep eder. Liberalizm tarafından bütün yasal ayrıcalıklara, hükümetin herkese sunmadığı özel avantajları bazılarına vermesine karşı çıkılır. Diğer bir deyişle, “liberalizm yalnızca, farklı bireylerin nisbî sosyal mevkilerinin kendisiyle belirlendiği usulün veya oyunun kurallarının, farklı bireyler için özel sonuçlarının değil, ama bu usulün kendisinin âdil olmasını (veya en azından adaletsiz olmamasını) talep eder; çünkü bu sonuçlar, bir hür insanlar toplumunda, daima bireylerin kendi faaliyetlerine ve hiç kimsenin bütünüyle belirleyemeyeceği ya da öngöremeyeceği çok sayıda diğer şartlara da bağlı olacaktır.” (Hayek,(2009) s:215).

Liberal yöntemlerle kazanılabilecek maddî eşitlik derecesine yönelik dar sınırların var olmasına rağmen, biçimsel eşitlik için; yani sosyal köken, vatandaşlık, ırk, inanç, cinsiyet vb.  istinaden yapılan, bütün ayrımcılıklara karşı mücadele, liberal geleneğin en güçlü özelliklerinden biri olarak kalmıştır (Dal, 2001).

Liberalizm bireye ve bireyin özgürlüğüne önem vermektedir. Ancak liberaller bireyin mutlak anlamda özgürlük hakları olduğunu kabul etmezler. Özgürlük sınırsız olduğunda bir ruhsata, diğerlerini taciz etme hakkına dönüşebilir (Aslan, 2006).

İlk dönem liberallere göre özgürlük, doğal bir haktır; gerçek bir insani varoluşu sürdürmek için zorunlu bir gereksinimdir. Ayrıca özgürlük bireylere, tercih marifetiyle kendi çıkarlarını gözetmek fırsatı da tanır: nerede yaşayacağı, kim için çalışacağı, neyi satın alacağı vesaire kişilerin tercihidir. Liberaller daha sonra özgürlüğü, insanların beceri ve yeteneklerini geliştirip, potansiyellerini gerçekleştirebilecekleri yegâne koşul olarak görmüşlerdir.

Özetle:

Sosyalistler: Eşitliğe temel bir değer olarak saygı duyarlar ve özellikle sosyal eşitliği desteklerler. Fırsat eşitliği şeklindeki liberal inanışlara doğru anlayış değişikliklerine rağmen göreli(sosyal demokratik) veya katı anlamda (komünist) olsun sosyal eşitlik isterler. Bunu adaleti ve dürüstlüğü tesis etmenin, pozitif anlamda özgürlüğü genişleten sosyal uyum ve kardeşliği güvence altına almanın esası olarak görürler.

Liberaller: İnsanların özlerinde eşit ahlaki değerlere sahip olmaları anlamında eşit doğduklarına inanırlar. Bu hem biçimsel, özellikle yasal ve siyasi eşitliğe, hem de fırsat eşitliğine işaret eder. Sosyal eşitliğin özgürlük pahasına satın alınması ve yeteneğin cezalandırılması yolu ile elde edilmesi ihtimali vardır. Yine de klasik liberaller ekonomik teşvikler ile sıkı liyakat uygulamalarına duyulan gereksinim üzerinde dururken, modern liberaller gerçek fırsat eşitliğinin göreceli sosyal eşitliği gerektirdiğini iddia ederler.

Kaynaklar:

HEYWOOD Andrew, Political Ideologies: An Introduction, 1992, s:42-47,117-124.

HAYEK Friedrich August von, Liberalizm ,Liberal Düşünce, Cilt 14, Sayı: 55, Yaz 2009, S: 215-216.

TOSUN Cengiz Mesut, Liberalizm Ve Sosyal Darwinizm Karşısında John Rawls, FLSF (Felsefe ve Sosyal Bilimler Dergisi), 2010, Güz, sayı: 10, s. 81-94.

DAL Yeşim Özer, Liberal Eşitlik Anlayışı Ve Ulusal Mekanizmalar, 2001, s:2-6.

ASLAN Egemen, Eşitlik ve Özgürlüğün Diktatörlüğü, Gelenek Dergisi, 2006, Ocak, sayı: 86.