Soğuk Savaş ve Terörizm

Ülkemizin ve Dünya’nın en büyük sorunlardan biri olan terörizm yıllardır bizimle. Dünya üzerinde her şeyin küreselleşmesiyle birlikte savaşlar da şekil değiştirip evirilmişlerdir. Soğuk savaş sonrası silahlanma eğilimlerine baktığımızda toplam savunma harcamalarına 2 trilyon dolar harcanmaktadır. Savunma harcamaları için şu anki koşulları göz önünde bulundurduğumuzda bu harcamalar tercih değil zorunluluktur. Her ülke yüzyıllar boyunca uluslararası sistemde güçlü durabilmek için kendi sınırlarını, vatandaşlarını, sahip olduğu değerleri korumak zorundadır.

Soğuk savaştan günümüze kadar Dünya üzerinde bir çok tehdit karşımıza çıkmıştır. Soğuk savaşın ardından dünya üzerinde tek kutuplu bir dünya hakim olduğu için Batı bloğu ülkeleri tarafından en büyük tehdit olan SSCB ortadan kalktıktan sonra Dünya üzerinde rahatlama gerçekleşti. Fakat bu çok uzun sürmemekle birlikte tekrardan büyük krizlere yol açacak bir sorun ortaya çıktı. ABD’de gerçekleşmiş olan “11 Eylül Saldırıları” sonrası Dünya karşısındaki en büyük sorunlardan biri olan terörizmle tanıştı. El-Kaide’nin bu saldırısının ardından ülkeler silahlanmaya öncelik verdi. Savunma sanayisindeki harcamalar hızla artarken ülkeler arası silah satım ve alımda büyük bir artış meydana geldi. Silah ve savunma sanayisindeki ithalat ve ihracat bazı ülkeler için avantajdı.

Pahalı bir ticaret dalı olan savunma sanayisi ülkelere fazlaca gelir sağlamakla birlikte gücün sembolü haline geldi. Soğuk savaşın bitmesiyle birlikte ve 11 Eylül saldırıların kadar olan süreçte dünyada ılımlı bir barışçıl hava hakimken daha sonrasında karşılaşılan terör tehdidi gözleri Afganistan ve El-Kaide’ye çevirdi. 11 Eylül saldırılarından itibaren meydana gelen bu terör tehdidi Ortadoğu’yu terör bölgesi olarak görmemize başladı. Soğuk savaş ve sonrası dönemine geri dönecek olursak bu dönemde yıkılan SSCB ve dağılan Varşova Paktı Batı bloğu ülkelerine rahatlık sağlamıştır. Varşova Paktına karşı ABD tarafından kurulmuş olan NATO soğuk savaşın ardından bir amaç bulmamıştır. NATO “peki şimdi ne olacak?” sorusuna soğuk savaşın ardından cevap bulamadı.

NATO’nun amacı ortadan kalkınca Dünya üzerinde pek bir etkisi kalmadı. Fakat dağılmadı da. NATO’nun 11 Eylül’den sonra yeni tehdidi terör ve terörizm oldu. Bu saldırılara karşı üye ülkelerini ne kadar ve nasıl koruyabildiği konusuna geldiğimizde o biraz meçhul. Avrupa ülkeleri özellikle Fransa NATO’ ya karşı güven duymamakta. Burada Fransa Cumhurbaşkanı Macron ’un “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” iddiaları Macron’un ABD ve NATO’ ya olan güvensizliğini anlamamızı sağlıyor. NATO’nun ABD yanlısı tavırlarını Fransa’yı rahatsız etmekte. Özetle gelecekte de bizi büyük güvenlik tehditleri bekliyor. Bunun yanında tükenen kaynaklarımız ve iklim değişikliği de en büyük tehditlerden biri ve NATO’nun 2030 yılı planları arasında yer alıyor. Yani kısaca savunma sanayisine hala yatırım yapmalıyız çünkü terör tehdidi uzun yıllar aramızda olmaya devam edecek.