Koronavirüs, Medeniyet ve Çevre : Bir Yılda Ne Öğrendik?

Picture of Nurbanu Bulgur

Nurbanu Bulgur

Doktora Öğrencisi

Koronavirüs de aslında bir salgın hastalık olarak girdi hayatımıza tıpkı ; Ebola, Sars, Mers ve diğerleri gibi. Sonucu hepsi kadar vahimdi. Nihayetinde ölüm vardı sonunda. Ama bu hastalık belli bir bölgede kalmadı, gezdi durdu Dünyayı. Artık karşımızda küresel bir sorun vardı. Bütün bilim dünyası bu bilinmeze karşı çaresiz, toplumlar savunmasızdı. Salgının başında, yere yığılan hastalar ve Çin’de görevlilerin evlerden cesetleri topladığını gördük. Bu, acı ve korkutucu bir tabloydu. Sonra virüs zamanla dönüşüm geçirdi. İnsanlık onla mücadele ettikçe, o da şekilden şekile girdi ve çok bilinmeyenli bir denklem haline geldi.

Hiç olmadığı kadar evde kaldık. Kimi eşini, kimi babasını kimi annesini kimi kendisini daha yakından tanıma fırsatı buldu. Herkes bir şeylerle yüzleşti. Birlikte çokça vakit geçirdik. Hayatın akışı o kadar hızlıydı ki bu duraksama iyi geldi bize. Önlemler, yasaklar kulağa hoş gelmiyordu ama bardağın dolu tarafından bakmak en güzeliydi. İşte! O pencereden bakınca birçok şeyin değiştiğini görürsünüz.

Çevre artık hiç olmadığı kadar temizdi. Gürültü kirliliği azalmıştı çünkü dünya sessizliğe bürünmüştü. Dünyanın döndüğü ama yaşamın durma noktasına geldiği bu zaman diliminde, yemyeşil bir gezegen gördük. Doğanın yeşil bile bir başka geldi gözümüze. Çöpler öylece yerlerde savrulmuyordu. Böylece çevrenin insanlığa sunduğu onca nimete karşı, insanın ne kadar vahşi olduğunu anladık.

Haziran 2020 ile yasaklar yavaş yavaş kalkmasıyla kontrollü normalleşme başladı. Bu yeni dönemle çevrede olumsuz anlamda bir geri dönüş yaşandı ve yeni bir problemle karşılaştık: tıbbi atık sorunu. Maske, eldiven, tulum gibi salgın hastalıkta alınan tedbirler kapsamında kullanılan ürünleri, hangi kategoriye koyacağımızı bir türlü bilemedik. Bu atıkların tıbbi atık statüsü alması ve kontrollü imhası bile oldukça zaman aldı.

Ancak diğer bir yönüyle maske, insanlığa medeniyeti öğretti. Artık insanlar yere tüküremiyordu, gezerek yemek yiyemiyordu, ulu orta hapşıramıyordu. Herkes her şeye mesafeliydi. Bu mesafe grip gibi birçok hastalığı, alerjileri azalttı. Çünkü maskeyle hem kendimizi hem karşımızdakini koruyorduk. Temizliğin kurallarını da iyice ezberledik.

Birbirimize tahammül etmeyi öğrendik. Din, dil, ırk ayrımı yapmadan acımızı paylaşmayı öğrendik ama yazık ki aşımızı paylaşamadık. Herkes kendi toplumu kurtarmak istedi. Irkçı, radikal kişilerden ne farkımızı kaldı şimdi? Sadece kendi toplumunu düşünmek demek, diğerleri ölsün demek değil miydi? Bunu da gördük. Sözde gelişmiş ülkeler zamanında sömürgeleştirdikleri topraklardaki ham maddelere eriştikleri gibi aşıya ilk kendileri erişsin istediler. Dünyanın geri kalanı, kendi haline bırakıldı. Karşılarındaki düşman, nasıl olsa savuştururuz dedikleri bir virüstü ama onunla mücadele gittikçe zorlaştı. Bu mücadele hem ekonomik, hem sosyal, hem tıbbi hem de psikolojik bir savaştı.

Süreç uzadıkça evde kaldık. Evden çalıştıkça ve evden eğitim gördükçe herkes online bir sisteme dahil oldu. Bu vesileyle insanlar kendini dahi iyi tanıdı ve yeni yetenekler keşfedildi: yeni danslar, yeni şarkılar, yeni yazılımlar, yeni oyunlar, yeni rekorlar
Bu yeni sürece adapte olabilen ve psikolojik savaşı kazananlar şansıylaydılar.

Her şeye biraz daha duyarlı olduk. Maske taktıkça maske takmak zorunda olan hastaları, çalışanları daha iyi anladık. Bu kısa ve yıpratıcı süreçte güzellikler de oldu ama acılar ve özlem baskın geldi. Kimi evladını kimi ailesini kimi arkadaşını kaybetti. Çaresizce izlediler bu bilinmez hastalıkla ölüme gidişlerini. Elimizde acı ve özlem kaldı. Tek özlemimiz de bu değildi elbet. Arkadaşlarımızla gülüp eğlenmeyi, özgürce sohbet etmeyi, bir fincan kahveyi hiç bu kadar özlememiştik. Dışarı çıkmak, çıkabildiysek derin bir nefes almak bile lükstü bizim için. Sarılmayı özledik. Denizi, Boğazı özledik. Doğrusu onlar hep yerindeydi ama biz artık hayata mesafeliydik.

Bir yılda ne mi öğrendik? Medeniyeti, çevreyi korumanın önemini, sabretmeyi öğrendik, bir de paylaşmayı öğrenebilseydik, ayrımcılığı aramızdan kaldırabilseydik, şiddeti bitirebilseydik ne güzel olurdu! Ama eğer duyarlı kalırsak; pandemiden çıkardığımız dersler bize de gelecek nesillere de yetecektir.

Kaynakça/Öneriler

https://youtu.be/IlE4DbCgJyQ

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52013200

https://tr.euronews.com/2020/04/13/climate-now-covid-19-krizinin-cevre-hava-kirliligi-ve-iklim-degisikligi-uzerinde-etkisi-ol

https://www.drozdogan.com/koronavirus-pandemisinin-cevreye-etkisi-resimli-anlatim/

https://tr.euronews.com/2020/04/22/dunya-covid-19-onlemleri-sayesinde-kendini-temizliyor-arast-rma

https://tr.euronews.com/2020/04/18/sehir-efsanesi-degil-covid-19-onlemleriyle-hava-acildi-istanbullular-uludag-gordu

https://tr.euronews.com/2020/03/15/cin-de-koronavirusun-etkisiyle-hava-kirliligi-azaldi-on-binlerce-insanin-hayati-kurtuldu

https://tr.euronews.com/2021/02/25/covid-19-maskeler-cevre-kirliliginde-plastik-at-klar-geride-b-rakt

https://tr.euronews.com/2021/02/02/ulkelerin-gsyih-buyumeleri-hesaplan-rken-dogaya-verilen-zarar-da-hesaplans-n-rapor

https://t24.com.tr/yazarlar/sezin-iba-gursoy/2021-cevre-icin-bir-umut-olabilir-mi,29311

https://tr.euronews.com/2021/01/30/fransa-da-cevreciler-ve-kapitalizm-kars-tlar-amazon-u-protesto-etti

https://tr.euronews.com/2021/01/26/bulgaristan-daki-iskar-nehri-nden-600-bin-tona-yak-n-cop-c-kart-ld

https://tr.euronews.com/2021/01/11/petrol-devi-suudi-arabistan-dan-otomobilsiz-cevreci-sehir-projesi-the-line

https://tr.euronews.com/2021/01/01/2021-de-gezegeni-kurtarmak-icin-ne-yapmal-5-yesil-cozum-onerisi

https://tr.euronews.com/2020/12/25/ab-den-yesil-ad-m-plastik-at-klar-n-gelismekte-olan-ulkelere-gondermeyecek

https://tr.euronews.com/2020/12/04/danimarka-cevreyi-korumak-icin-petrol-ve-dogal-gaz-uretimine-son-veriyor

https://tr.euronews.com/2020/11/29/isvicre-deki-sirketlere-ag-r-sorumluluk-yukleyen-duzenlemeye-referandumda-ret-c-kt

https://cdpturkey.sabanciuniv.edu/tr/content/iklim-coronavirus