GÖZALTI KAYIPLARI İLE YAŞAMA HAKKI İHLALİNİN İHAM KARARLARI IŞIĞINDA İNCELENMESİ

back view of prisoner standing in handcuffs in corridor

Yaşama hakkı bireylerin doğuştan sahip olduğu hak ve özgürlüklerin temelini oluşturmaktadır. Bireyin yaşama hakkı kullanımının engellenmesi halinde bireyin diğer haklarının tanınmasının bir önemi kalmamaktadır. Bu sebeple yaşama hakkının ne zaman ve ne hallerde ortadan kalkacağı, bu hakkın korunması ve güvence altına alınması konusunda önem arz etmektedir[2]. Yaşama hakkı Anayasanın 17. maddesi ile koruma ve güvence altına alınmıştır. Anayasada güvence altına alınan bu hakkı bireye sağlayacak ve bireyi hakkın olası ihlallerine karşı korumakla yükümlü olan yapı devlettir.

Gözaltı, devlet aracılığıyla ve tedbir amacıyla yapılan bireyin özgürlüklerinin kısıtlandığı ceza muhakemesi kurumudur. Devlet, gözaltı kurumu ile bireylerin özgürlüklerini kısıtlama yetkisine sahipken bireyin yaşama hakkını elinden alacak muameleler yapma yetkisine sahip değildir. Bu çalışmamızda gözaltı kayıpları olarak adlandırdığımız ve bireyin yaşama hakkının devlet eli ile bireyin elinden alınması hususu incelenecektir. Konunun aydınlatılması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından yararlanılacaktır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. Maddesi ise yaşama hakkı üzerinedir. Bu madde kapsamında gözaltına alan devletin yakalamadan sonra kişiye ne yapıldığı konusunda bir açıklama getirmemesi üzerine ölümden doğan sorumluluğu devlete yüklenebilmektedir. Bireyin devlet sorumluluğu altında iken hayatına son verildiğine dair makul kuşkuya yer verecek kanıt bulunmalıdır. Bununla beraber devletin yaşama hakkını uygun şekilde korumadığı iddiası sözleşmenin 5. maddesi kapsamında incelenmesi verilen kararlarda uygun görülmüştür[3].

Sözleşmenin 5. maddesi özgürlük ve güvenlik hakkı başlığı ile nitelendirilmiştir. Bu madde kapsamında bireyin gözaltında tutulmasına rağmen bunun yetkililer tarafından kabul edilmemesi halinde doğacak sorumluluk devlete yüklenebilecektir. Bu yüzden madde hükmü devlete gözaltına alınan bir kimseyi kaybedilme riskine karşı korumak ve gözaltına alındıktan sonra bir daha görülmediğine dair savunulabilir bir iddia hakkında hemen etkili bir şekilde soruşturma yapmak için etkili tedbirler alma sorumluluklarını yükler[4].

Gözaltı kayıpları devletin, bedenin mevcut bulunmadığı ve yetkili kişilerin gözaltında tutulan kişi hakkında kabul edilebilir bir açıklama getirmedikleri hallerde oluşmaktadır. Bu hallerde sözleşmenin 2. Maddesinin oluşup oluşmadığı mahkemece incelenmektedir. Bu değerlendirmede bireyin gözaltında tutulma süresi tek başına yeterli delili oluşturmamaktadır. Ancak kişiden haber alınamayan sürenin uzunluğu bireyin ölmüş olma ihtimali ile doğru orantılı olacağı için değerlendirilirken dikkate alınması gereken bir husustur. Devletin sorumluluğu somut unsurlara dayanan yeteri kadar ikinci dereceden delilin bulunmasına dayanır. Madde 2 kapsamında yaşama hakkı ihlali olup olmadığı mahkemece değerlendirilirken kişiden haber alınamayan sürenin uzunluğu, yeteri kadar ikinci dereceden delilin bulunması ve hükümet tarafından gözaltında tutulan kişi hakkında ikna edici açıklama getirilmemesi halinde hükümet bireyin ölümünden sorumlu olacaktır. Ve sözleşmenin 2. Maddesi olan yaşam hakkının ihlali sonucuna varılacaktır[5].

Devletin gözaltı kayıplarında sıkça ileri sürdüğü gerçekleştirilen gözaltını kabul etmeme ve bunu takip eden kaybedilmesiyle ilgili koşullar hakkında derhal ve etkili bir araştırma yapılmamış olması durumu aynı zamanda sözleşmenin 5. Maddesinin ihlalini de gündeme getirmektedir. Bu koşulların oluşması halinde kişi özgürlüğünün ağır bir surette ihlali sonucuna varılmalıdır.

  

[1] Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi

[2] Turhan, F. “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararları Işığında Kişi Özgürlüğü ve Türkiye/Gözaltında Kayıplar, Hakim Önüne Çıkarma ve Gözaltı Süreleri”. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 4 (2000 ): 0-0

[3] İHAG, “Özgürlük ve Güvenlik Hakkı”, Erişim Tarihi 26.04.2023, https://insanhaklari.gen.tr/MetinGoster.aspx?sr=2&nx=0&d=T

[4] 24276/94 — KURT  v.  TÜRKİYE — 25.05.1998

[5] 23657/94 — ÇAKICI  v.  TÜRKİYE — 08.07.1999