Geleneksel Medya – Yeni Medya ve İfade Özgürlüğü

Medya, kitle iletişim araçları aracılığıyla topluma bilgi aktarmaktır. Kitle iletişim araçları, insanlara veya topluma yazılı, görsel veya işitsel olarak mesaj vermek için kullanılan tüm araçlardır. Medyanın, bilgilendirme, yönlendirme, eğlendirme, teşvik etme, eğitme ve bilinçlendirme gibi üstlendikleri belli başlı görevleri vardır. (Turow, 1999)

Geleneksel kitle iletişiminin özellikleri şu şekildedir: Tek taraflıdır, mesaj çeşitli yollarla dağınık kitlelere dağıtılır, marka veya kurum merkezlidir, güvenilirliği yüksektir, etkileşim gecikir ve minimumdur, olayları geciktirir, yanlış haberleri düzeltmek için günler geçmeli ve paylaşma olasılığı sınırlıdır. Çoğunlukla ekonomik veya politik güçler tarafından yönlendirilir, içerikler kontrollü bir şekilde yayınlanır. Seyirci kendisine verilen mesajı alır ancak geri dönemez.  İçerik gündeme veya propagandaya göre düzenlenir. (Altunay, 2012)

Altyapılarını internet ve internet teknolojilerine dayandıran tüm gelişmelere Yeni Medya denilebilir. Yeni medya basit web siteleriyle başlayıp ve bloglar, arama motorları, sözlüklerle devam etti. Yeni medya, sosyal medyanın yaygınlaşması nedeniyle son şeklini alan ve her geçen gün gelişmeye devam eden medya türüdür.

Yeni medya özellikleri şu şekildedir: çok yönlü, kolektif- sosyaldir. Kullanıcı merkezli bir sisteme sahiptir. Her tüketici aynı anda bir üretici olabilir, buna “Prosumer” denir. İçeriği kullanıcılar tarafından kontrol altına alındı. Yeni medyayı, geleneksel medyadan ayıran en belirgin özellik etkileşim, hız ve güncelliktir. Basit bir mesaj bile dakikalar içinde milyonlarca insana ulaşabilir. Dakikada binlerce etkileşim ve geri bildirim alınabilir. (Kılıç, 2019)

Geleneksel medya, yeni medya ile kendini yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı. Her kanal ve her medya kuruluşu kendi web sitesini ve her sosyal medya sitesinde bir hesap açtı. Sivil gazetecilik kavramı ortaya çıktı. Gazeteler yerlerini haber sitelerine, dergiler yerlerini sosyal medya hesaplarına, ansiklopediler yerlerini arama motorlarına, kitaplarını yerlerini kindle’larına bıraktılar.

İnternetin gelişmesiyle birlikte yeni medya kamusal alan olarak işlev görmeye başladı. Çünkü yeni medya araçları sayesinde anlık, saat fark etmeksizin tüm dünya ile etkileşim kurmaya başlandı. (Giddens, 2012) Mcluhan’ın dediği gibi, dünya büyük bir “küresel köy” haline geldi. Küresel köy kavramının en iyi örneği “Twitter” dır. Oyuncular, futbolcular, şarkıcılar, hatta devlet başkanları ve belediyeler artık birçok açıklamalarını twitter üzerinden izleyicilerine veya dünyaya duyuruyorlar. Herkesin fikirlerini anında ve geniş bir kitleye hatta dünyaya açık bir şekilde duyurabilir. Benim görüşüme göre, internet kamusal bir alandır.

Yeni medyanın bu denli hızlı büyümesi ve yeni medyaya gelen toplumsal ilginin sonucunda birtakım hukuki sorunlar ortaya çıkmıştır. Bireylerin sosyal medyadaki eylemleri kimi zaman özel hukuk veya kamu hukuku kurallarına aykırı olabilmektedir ve bireylerin sosyal medyadaki davranışları ile ilgili olarak hukuki ve cezai sorumlulukları bulunur. Bireyler tarafından sosyal ağlar aracılığıyla Türk Ceza Kanunu’nda sonucuna ceza bağlanmış çeşitli suçlar işlenebilmektedir. (Gökçe, 2019) Bunlardan bazıları;

  • Haberleşmenin Engellenmesi (TCK Md. 124),
  • Haberleşmenin Gizliliğini İhlal (TCK Md. 132),
  • Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (TCK Md. 133),
  • Özel Hayatın Gizliliğini İhlal (TCK Md. 134),
  • Kişisel Verilerin Kaydedilmesi (TCK Md. 135),
  • Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme (TCK Md. 136, 137),
  • Hayasızca Hareketler (TCK Md. 225),
  • Müstehcenlik (TCK Md. 226),
  • Bilişim Sistemine Girme (TCK Md. 243),
  • Göreve İlişkin Sırrın Açıklanması (TCK Md. 258),
  • İftira (TCK Md. 267),
  • Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması (TCK Md. 268)

gibi maddelerin yanı sıra yani sıra

  • 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu,
  • 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu,
  • 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun,
  • 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
  • 22326 Sayılı Markaların Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname

gibi kanunlarla sosyal medya aracılığıyla da işlenebilen hukuka aykırı eylemler yaptırıma bağlanmıştır.

İfade özgürlüğü kavramı, “bireylerin serbestçe haber ve bilgilere, başkalarının fikirlerine ulaşabilmesi, edindiği düşünce ve kanaatlerden dolayı kınanamaması ve bunları tek başına veya başkalarıyla birlikte çeşitli yollarla serbestçe ifade edebilmesi, anlatabilmesi, savunabilmesi, başkalarına aktarabilmesi ve yayabilmesi anlamına gelir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde yer alan “İfade Özgürlüğü”, 1982 Anayasası’nda “Düşünce ve Kanaat Özgürlüğü”, “Düşünceyi Açıklama ve Yayma Özgürlüğü”, “Bilim ve Sanat Özgürlüğü” ve “Basın Özgür­lüğü” alt başlıkları altında ve Anayasa’nın 25 ile 32. maddeleri arasında düzen­lenmiştir.

Maddelerin içeriği şu şekildedir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 10. İfade özgürlüğü:

1-Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz ko­nusu olmaksızın haber veya fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir.

2-Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir.

 

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1982):

Madde 25 – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.Her ne se­bep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlana­maz; düşünce kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

Madde 26– Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.

Madde 27 – Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açık­lama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.

Yayma hakkı, Anayasanın 1’inci, 2’nci ve 3’üncü maddeleri hükümlerinin değiştirilmesini sağlamak amacıyla kullanılamaz. Bu madde hükmü yabancı ya­yınların ülkeye girmesi ve dağıtımının kanunla düzenlenmesine engel değildir.

Madde 28 – Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz.

 

Sonuç olarak medyayı etkili ve doğru bir şekilde kullanmak, suç teşkil edebilecek durumlardan kaçınmak için kullanıcılara medya eğitimi ve bilgi okuryazarlığı konusunda farkındalık yaratmak ve ifade özgürlüğünün kapsamı hakkında bilgilendirmek gerekmektedir. Bu medya eğitiminin bir sonucu olarak, insanlara medyadan gelen mesajları ve değerleri yorumlamak için politik, sosyal, ticari ve kültürel çıkarların ve bağlamların kaynaklarını belirlemek için medya metinlerini nasıl analiz edeceklerini, eleştirel düşüneceklerini ve oluşturacaklarını öğretir. İnsanların farklı kaynaklardan bilgi arama, bilgiyi değerlendirme, başkalarıyla karşılaştırma ve kendi görüşümüzü oluşturma ihtiyacının farkında olmaları gerekir. Bu bağlamda ilerlerse, bu çok işlevli aracı lehimize oldukça avantajlı ve güvenli bir şekilde kullanabilirsiniz.

 

Kaynaklar:

ALTUNAY Alper (2012), From Traditional Media to New Media: The Image Surface, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Yıl: 2012, Sayı: 27, s. 33 – 43

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

GİDDENS Anthony (2012): SOSYOLOJİ, s. 620-678

GÖKÇE Müjdat, Yeni Medya ve Hukuk

KILIÇ Neslihan (2019), Geleneksel Medya ile Yeni Medyanın Karşılaştırılması: Kuramsal Bir Analiz Çalışması, Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 6, Sayı: 36, Nisan 2019, s. 227-239

TUROW Joseph (1999), Media Today: An Introduction to Mass Communication; Understanding The Nature Of Mass Media, s. 14 -15

Türk Ceza Kanunu

Türk Medeni Kanunu

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (1982)