Geçmişten Günümüze Nato

NATO’nun tarihi sürecini ele aldığımızda NATO, 4 Nisan 1949’da 12 ülke tarafından SSCB’nin Varşova Paktına karşı kurulmuş bir yapılanmadır. Orijinal adı Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütüdür. Türkiye iste bu örgüte Kore Savaşında ABD’ye destek amacıyla asker göndererek üye ülkeler arasına katılmıştır. NATO, SSCB ve Demir Perde ülkelerine karşı ABD ve yanında yer alan ülkelerin SSCB tehdidine karşı birlik olmalarıdır. NATO’da günümüzde 30 ülke yer almaktadır. NATO’nun temel amacı SSCB tehdidine karşı üye ülkelerin birlik olmalarıydı fakat SSCB yıkıldıktan sonra bu amaç ortadan kalktı.

Bence o zamana göre baktığımda amacı olmayan bir kuruluşun devam etmesi gereksizdir. Sonuçta üye ülkeler bu birlikteliğe asker ve para yardımı yapıyor. Bu harcamalar gereksiz gelebilir. SSCB tehdidinden sonra ülkeler bir rahatlık içerisindeyken birden terör olayları patlak verdi. Bu sefer NATO’nun yeni tehdidi terör oldu. Ortaya çıkan bu yeni tehdit ülkemize maddi manevi birçok zarara uğratırken diğer üye ülkelerde de terör eylemleri görülmekteydi. Dünyada hâkim olan huzur ortamı birden yok olurken devletler tekrar NATO’ya sığındı. Ülkemiz açısından bakıldığında NATO’ya en çok askeri yardım yapan 2. Ülke olmamıza rağmen gerekli desteği görememekteyiz. Bence NATO’nun Avrupa’nın doğusunu koruyan ülkemiz daha çok destek görmeyi hakkediyor. NATO’nun 2019 zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un sözleri dikkat çekti.

Sayın Macron’a göre NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiş. Aslında Macron’un bu sözlerinin altında yatan bazı gerçekler var. Macron’un NATO’ya olan güvensizliği ve NATO’nun tek taraflı politikalarından sıkıldığını görmekteyiz. Macron’un AB ülkelerinin bulunduğu Pesco’ya olan güveninin daha fazla olduğunu görmekteyiz. Bence Macron’un da haklı olduğu yönleri var. NATO ABD’yi daha çok savunmakta. Asında bu duruma bakıldığında en çok ekonomik desteği kim sağlıyorsa NATO onun emrinde çalışıyor. Bu yanlış sistem umarım 2030 NATO’sunda evrilerek yeni dünyaya ayak uyduran ve bünyesinde bulunan tüm üye ülkeleri koruyan ve destekleyen bir NATO haline gelir.

Dünya sisteminin böylesine değiştiği bir çağda eski kurumları bu sisteme uyarlamak hayli zor gözüküyor. Türkiye olarak terör tehdidinin yanı sıra su kaynaklarının yetersizliği bizim için büyük bir sorun haline gelmekte. Sınırımızda olan savaşı durdurma süreci içerisindeyken üye olduğumuz örgütün bu zamanlarda yanımızda olmasını beklemekteyiz. Bence NATO’nun 2030 yılı planları arasında böyle bir şey yok fakat olmasını temenni etmekteyiz.