Türkiye aktif deprem kuşağında olan bir ülke olup devamlı olarak deprem felaketiyle karşı karşıya gelmektedir. Deprem öncesi depreme yol açabilecek tehlikelerin iyi bilinmesi deprem gerçekleştikten sonra ise en rasyonel yöntemlerle ortaya çıkan olumsuz sonuçların giderilmesi gerekmektedir. Deprem sonrasında depremin ortaya çıkardığı olumsuz etkilerin kimlerin sorumluluğuna yol açtığı ise en sade vatandaştan en yetkili kuruma kadar işbirliği ve mücadele içinde araştırılmalıdır.
Bu yazıda deprem gerçekleştikten sonra meydana gelen zarar bakımından kimlerin sorumlu olacağı ayrıca delil tespiti, hasar tespiti, depremzede hak sahipliği ve zorunlu deprem sigortası incelenmiştir.
Deprem sonrası meydana gelen zarar bakımından kimselerin sorumlu olacağı meselesini birkaç başlık altında inceleyeceğiz.
- İdarenin Sorumluluğu
2769 sayılı kanuna göre belediye, mülki idare amirleri, çevre ve şehircilik bakanlığına afet bölgesindeki yapıları denetleme görev ve yetkisi verilmiştir. Bu makamlar yapıların mevzuata uygunluğu denetler ve deprem nedeniyle zarara uğrayan kişinin binanın mevzuata aykırı yapıldığını ispatlarsa idarenin oluşan zararı tazmin etmesi gerekir.
İdarenin bazı eylemleri hizmet kusuru adı verilen kusur sorumluluğuna tabiyken bazı eylemleri ise kusursuz sorumluluğa tabidir. Esas olan hizmet kusurudur, kusursuz sorumluluk ise istisnai bir sorumluluk türüdür. Hizmet kusuru ve ya kusursuz sorumluluk nedeniyle zararın oluştuğu kimi durumlarda ise idarenin sorumluluğu azalabilmekte veya ortadan kalkabilmektedir. İdarenin sorumluluğunu azaltan ve ya kaldıran haller; mücbir sebep, beklenmedik hal, zarar gören kişinin davranışı ve 3.kişinin kusuru olarak ifade edilmektedir.[1]
Mücbir sebep ile sorumluluğun ortadan kalkabilmesi için 3 şart gerekmektedir.
- Olay idarenin faaliyet ve eylemleri dışında meydana gelmelidir.
- Ortaya çıkan olay öngörülemez, seçilemez ve önceden tahmin edilemez olmalıdır. Sıklıkla yaşanan olguları bu madde kapsamında değerlendiremeyiz. Deprem kuşağında yer alan ve devamlı olarak depremlerin bulunduğu bir yerde deprem mücbir sebep sayılamaz.[2] Deprem kuşağında yer alan bir bölgede yürütülen faaliyetlerde idarenin depreme karşı hazırlıklı olması gerekmektedir. İdare bu konuda gerekli çalışmaları, araştırmaları, kontrolleri, denetlemeleri yapmadığı takdirde mücbir sebep bahanesine dayanarak sorumluluktan kurtulamayacaktır.[3]
- Ortaya çıkan sonuç karşı konulamaz, önlenemez olmalıdır.
Depremin mutlak olarak mücbir sebep sayamayız yahut mutlak olarak mücbir sebep dışında bırakamayız. Bunu koşullara, şartlara ve olaya göre değerlendirmeliyiz. Günümüzde genellikle idarenin elinde her türlü maddi güç, teknolojik imkan, uzman eleman, istatistiki veriler, bilgiler vs. bulunmaktadır. Bu anlamda bir olayın “öngörülememe” ihtimali oldukça azalmıştır. [4] Ülkemizde depremin önlenmesi mümkün olmasa bile nerede depremin olacağı öngörülerek idarece gerekli önlemin alınıp zararın minimuma indirilmesi mümkündür.[5] İdare bu durumda her türlü zararı karşılamakla yükümlü değildir yalnızca teknik ve mali gücü oranında bir sorumluluğu vardır. Ayrıca idare gerekli mevzuat hükümlerini yerine getirmekle bu sorumluluktan kurtulabilir.
İdare aleyhine dava açmazdan önce yazılı olarak bu birimlere başvurularak zarar istenir 30 gün içinde ödeme yapılmadığı yahut sessiz kalınlığı taktirde bunu takip eden 30 gün içinde, talebin ret olunduğu taktirde ise ret tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açılmalıdır.[6] Dava açma süresi geçmesi halinde davanın reddine karar verilir.[7]
- Müteahhidin Sorumluluğu
- Hukuki Sorumluluğu
Temel olarak müteahhit gerekli özeni göstermemesinden ve ruhsata aykırı bina inşa etmesinden doğan zararlardan sorumludur.
Müteahhidin sorumluluğunun doğması için binayı öngörülen mevzuata ve kaidelere uygun yapmaması bir diğer anlamda müteahhidin kusurlu olması gerekir. Kusur sonucu müteahhidin ayıba karşı tekeffül sorumluğu doğar. Bu sorumluluğun doğması için eser teslim edilmelidir. Eserdeki ilk bakışta gözle görebildiğimiz ayıplar için ihbar ve bildirim külfeti doğar. Arsa sahibi durumu müteahhide ihbar etmelidir. Muayene sırasında herhangi açık bir ayıp tespit edilememiş fakat riskli bir durum meydana geldikten sonra (örneğin deprem) binada bir kusur meydana gelmiş ise iş sahibi öncelikle durumu müteahhide bildirmelidir. İhbar sonrası iş sahibinin TBK 475.madde uyarınca seçimlik hakları mevcuttur. Arsa sahibi;
- Kusurun giderilmesini isteme
2.Bedel iadesi
- Sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Bahsedilen seçimlik haklara ek olarak iş sahiplerinin kusurdan kaynaklı olup da eser dışında uğradıkları zararı da tazmin etme hakları mevcuttur. Örneğin binanın yıkılması sonucu zemin kattaki aracı enkaz altında kalan bir iş sahibi sözleşmeden dönmesi halinde müteahhitten kusur oranında arabada ortaya çıkan zararın tazminini talep edebilir. Müteahhidin sorumluluğu eserin tam olarak iş sahibine tesliminden itibaren 5 yıl ve eğer ağır bir kusur var ise 20 yıllık süre için geçerlidir. Bu sürelerin geçmesi durumunda iş sahibi müteahhitten herhangi bir tazmin talebinde bulunamayacaktır.[8]
Deprem sonucu meydana gelen zarar haksız fiil olarak nitelendirilir. Haksız fiil zarara sebebiyet veren fiilin gerçekleşme tarihinden itibaren 1 yıllık ve 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.[9] 1yıllık süre zararın ortaya çıktığı tarihten itibaren başlar.[10]
- Cezai Sorumluluğu
Müteahhidin deprem mevzuatına aykırı şekilde inşa ettiği binanın içinde yer alan kişilerin hayatını kaybetmesi neticesi bakımından kayıtsız kaldığı, depremde binanın yıkılmayacağına dair güvenin soyut ve şanstan ibaret olduğu dolayısıyla yüksek kazanç düşük maliyet uğruna ‘olursa olsun’ motivasyonuyla hareket ettiği söylenebilir. Dolayısıyla olası kast ile insan öldürme suçundan sorumlu olduğu anlaşılır.[11]
Binanın yıkılmasına neden olacak derecede olmayan, yapının sağlamlığı ve dayanıklılığı ile ilgisi bulunmayan mevzuata aykırılıklarda ve müteahhidin takdir yetkisine bırakılan hususlarda, ölüm neticesinin gerçekleşmesini öngöremediği noktada basit/adi taksir gündeme gelir. Bu mevzuata aykırılığın deprem yaşanması halinde yaralanmalara veya ölüme neden olabileceği öngörülebilir nitelikte ise, bu neticenin gerçekleşmeyeceğine duyduğu güvenle hareket ettiğinin kabulü halinde bilinçli taksirle sorumluluğun doğacağı söylenebilir.[12]
Mevzuata aykırı bir yapının deprem riski taşıdığını bilen ve bilmesi gereken bir müteahhidin ölüm neticesini öngörememesi kabul edilemez.[13]
Binanın birden fazla deprem sonucunda yıkılması durumunda yıkılmaya sebebiyet veren unsurlar incelenerek binanın inşasına dair sorunların tespit edildiği noktada müteahhidin sorumluluğuna gidilir. Ancak belirtmeliyiz ki; birden fazla deprem geçiren binanın yıkılması ile içinde yer alan kişilerin vefat etmesi durumunda, müteahhidin ölüm neticeleri bakımından kayıtsız kaldığı, olursa olsun dediğini kabul etmek zordur.[14]
- Yapı Denetim Şirketinin Sorumluluğu
Yapı Denetim Kuruluşları bir inşaatın başlangıcından bitimine kadar olan süreçte arsa sahibi adına inşa faaliyetini ve müteahhidi denetleyen kurullardır. Özel kişilere ait bir yapının imar planında fen, sanat/sağlık kurullarına ve standartlara uygun kalitede yapılması için proje ve denetim sağlar. Sorumluluk arsa sahibine karşıdır.
Yapıdan şirketin sorumluluğu yapı kullanım izninden itibaren taşıyıcı sistemler için 15 yıl taşıyıcı olmayan sistemler için ise 2 yıldır. Dava açma süresi her hâlükârda zararın meydana geldiği tarihten itibaren 5 yıldır.[15]
- Delil Tespiti
Delil tespiti ileride açılacak veya açılmış olan bir davayla ilgili delilerin bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp güvence altına alınmasını sağlamak amacıyla kabul edilmiş bir kurumdur.[16]
Delil tespiti davalarında[17] görevli ve yetkili mahkeme henüz dava açılmamışsa esas hakkındaki davaya bakacak olan mahkemeden veya üzerinde keşif yahut bilirkişi incelemesi yapılacak olan şeyin bulunduğu veya tanık olarak dinlenilecek kişinin oturduğu yer sulh mahkemesidir.[18] Buna karşılık dava açıldıktan sonra yapılan her türlü delil tespiti talebi hakkında sadece davanın görülmekte olduğu mahkeme yetkili ve görevlidir.[19]
Yapı enkazının ya da hasar gören taşınır malların delil tespiti yapılmadan kaldırılmış olması veya başkaca bir mücbir nedenle delil tespiti yaptırmak mümkün olmadığı takdirde 7269 sayılı yasanın 13/a maddesi ile yetkilendirilen kurum ve kuruluşlarca düzenlenmiş olan Hasar Tespit Raporlarına da açılacak tazminat davalarında delil olarak dayanmak mümkündür.[20]
- Hasar Tespiti
Afetin neden olduğu fiziksel, ekonomik, sosyal ve çevresel hasar, zarar ve kayıpların,[21] Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yetkililerince belirlenmesi işlemi hasar tespiti olarak adlandırılır.
Bakanlık yetkilileri, kolon kiriş ve taşıyıcı aksamları inceleyerek depremde zarar gören her binalar için hasar derecelerini tespit edip; hasarsız, hafif hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı ve acil yıktırılacak şeklinde değerlendirme yapar.[22]
Yıkılması gerektiğine karar verilen binalar hakkında bu karara itiraz için 3 günlük süre verilir. İtirazın yapılmadığı ya da reddedildiği durumlarda bina mülki amirin emriyle yıkılır. Bunun dışında kalan hasar tespit raporlarına mahalli ilan tarihinden itibaren 30 günlük süre içinde itiraz edilebilmektedir. İtiraz süresi olan 30 günlük hak düşürücü süre konusunda dikkatli olunmalıdır. Çünkü raporda binaya verilen ‘az hasarlı’ tespiti itirazda ‘ağır hasarlı’ şeklinde bile değişebilir. Bu da kişinin tabi olduğu hukuki durumu baştan sona değiştirir.[23]
- Depremzede Hak Sahipliği
Hak sahibi[24] yıkılan veya ağır hasar gören ya da muhtemel afetlerden etkilenebilecek binalarla olan mülkiyet ilişkilerini belgeleyebilen ve yeniden yapılacak binalardan veya verilecek inşaat kredisinden yararlanabilen afetzededir.[25]
Öncelikle kimlerin hak sahibi olamayacağına bakalım;
– Yasal sürede talep taahhütname vermeyen ve borçlandırma işlemini yapmayanlar.
– Kendisine veya eşine ait aynı cins hasarsız konut, iş yeri ve ahırları olanlar.
– Kiracı ve misafir durumunda olanlar.
– Mülkiyeti hasar gören tüzel kişiler. (Vakıflar, Dernekler)
– Kendilerine ait olmayan arsa ve arazi üzerinde inşaat ruhsatı almaksızın konut, iş yeri ve ahır yapanlar.
– İmar planında sakıncalı olarak belirtilen yerlerde ruhsatsız olarak yapı yapanlar.
– DASK poliçesi olmayanlar hak sahibi olamazlar.
Hak sahibi olabilecekler ise;
-Konut, iş yeri ve ahırları ağır-yıkık ve orta derecede hasar gören mülk sahipleri afetten önce ve afet tarihinde mülkiyeti ebeveynine ait hasarlı ikinci ve üçüncü konutta oturanlar,
– İştirak ve müşterek maliki oldukları konut veya iş yeri hasar görenler,
– Hak sahiplerine bina yaptırılmak üzere tespit edilip konutları istimlak edilen ailelerdir.[26] Hak sahipliğine ilişkin önemli bir husus da devir ve değişim yasağıdır. Hak sahipliği, ilişkin bulunduğu afet veya konuta göre hüküm ifade eder. Buna göre konut için olan hak sahipliği işyeriyle, işyeri için olan hak sahipliği konutla değiştirilemez. Afetzedeliğin ve buna ilişkin hak sahipliğinin üçüncü kişiye devri mümkün değildir.
İnşaat kredisi verilmesini ya da bina yaptırılmasını isteyenlerin mahallî ilân tarihinden itibaren iki ay içinde[27]mahallin en büyük mülkî amirine yazılı başvuruda bulunmaları ve taahhütname vermeleri zorunludur.[28] Ayrıca vatandaşlar hasar tespit çalışmalarının sona ermesinden sonra e devlet sistemi üzerinden de afetzede hak sahipliği için başvuruda bulunabilirler.
İdarece kurulan bir komisyon bu talep ve taahhütnameleri inceleyerek “hak sahipleri listesi” düzenler. Hak sahibi olmayanlara da buna ilişkin tebligat yapılır. Bu tebligatlara 15 gün içinde aynı komisyona itiraz edilebilir.[29]
- DASK ve Zorunlu Deprem Sigortası
Deprem sigortası aktif deprem kuşağında bulunan ülkemizde kişilerin serbest iradelerine terk edilmemiş zorunlu hale getirilmiştir.[30]
Bu sigorta sözleşmesinde sigortacı tarafta kamu kurumu niteliğinde olan Doğal Afet Sigortalan Kurumu yer alır. Özel sigorta şirketleri, bu sigortayı ancak DASK’ ın temsilcisi sıfatıyla yapabilmektedirler.[31]
Zorunlu Deprem Sigortası genel anlamıyla, belediye sınırları içinde kalan meskenlere yönelik olarak geliştirilmiş bir sigorta sistemidir.
6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu gereğince, aşağıda tanımlanmış binalar güvence altına alınır:
-Tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar,
-634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler,
-Bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler,
-Doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler.
Zorunlu Deprem Sigortası ayrıca yukarıdaki koşullara uyan;
-Kat irtifakı tesis edilmiş binalar,
-Tapuda henüz cins tashihi yapılmamış ve tapu kütüğünde vasfı “arsa vs.” olarak görünen binalar,
-Tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif evleri, için de geçerlidir”.[32]
Aşağıdaki haller ise sigorta teminatının dışındadır:
– Enkaz kaldırma masrafları, kâr kaybı, iş durması, kira mahrumiyeti, alternatif ikametgah ve işyeri masrafları, mali sorumluluklar ve benzeri dolaylı zararlar,
– Her türlü taşınır mal, eşya ve benzerleri,
– Ölüm dahil olmak üzere tüm bedeni zararlar,
– Manevi tazminat talepleri,
– Deprem ve deprem sonucu oluşan yangın, infilak, dev dalga (tsunami) veya yer kaymasının dışında kalan hasarlar,
– Belirli bir deprem hadisesine bağlı olmaksızın binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararlar.[33]
Zorunlu Deprem Sigortasının süresi kural olarak bir yıldır.
Sigorta bedelinin tespitinde, sigorta edilen meskenin yapı tarzı için Hazine Hazine ve Maliye Bakanlığınca yayımlanan “Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı”nda belirlenen metrekare bedeli ile[34] aynı meskenin brüt yüzölçümünün (veya yaklaşık yüzölçümünün) çarpılması sonucu bulunan tutar esas alınır. Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bir meskenin sigorta bedeli, her halde “Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı”nda belirlenen azami teminat tutarından çok olamaz.
DASK tarafından verilen azami teminat tutarı, 25 Kasım 2022 tarihinden itibaren bütün yapı tiplerinde 640 bin TL’dir. Azami teminat tutarı tespit edilirken, yıkılan meskenin yeniden inşa edilmesinin maliyeti (arsa değeri hariç) dikkate alınır. Sigortalının teminat tutarı (sigorta bedeli) -azami teminat tutarını geçmemesi koşuluyla- meskenlerinin büyüklüğüne ve yapı tarzına göre belirlenir.[35]
Tazminat miktarının yasa ve bu poliçe hükümlerine göre tespit edilmesinden sonra DASK, sigorta bedelini aşmamak kaydıyla kesinleşmiş olan tazminat miktarını en geç takip eden bir ay içerisinde hak sahibine ödemek zorundadır. [36]
Kaynakça
AFAD, https://www.afad.gov.tr.
AHDER, https://www.ahder.org.
Akil, C. “Medeni Yargılama Hukukunda Mahkemelerce Yapılan Delil Tespiti”. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. 58 (2009): 1-62.
Bucaktepe, A. “Depremden Dolayı İdarenin Sorumluluğu”. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 17-18 (2013 ): 93-122.
Danıştay, 11.Daire, 2005/1353E., 2007/6248 K.
DASK, https://dask.gov.tr/.
Kapital Hukuk. Deprem Sonrası Yıkılan veya Hasar Gören Binalarda Müteahhidin Hukuki Ve Cezai Sorumluluğu, https://www.kapitalhukuk.com/deprem-ve-muteahhidin-hukuki-ve-cezai-sorumlulugu/ (erişim: 16.02.2023).
Kartal, H. Delil Tespiti Nedir? Deprem Bölgesinde Delil Tespiti Nedir, https://www.hasimkartal.av.tr/delil-tespiti-nedir-deprem-bolgesinde-delil-tespiti-nedir/ (erişim: 01.03.2023).
Kayıhan, Ş. “Zorunlu Deprem Sigortası”. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. 8 (2004 ): 497-516.
Özay İ.H. Günışığında Yönetim. Filiz Kitabevi. İstanbul, 2004.
Polat, M. (Ocak 7, 2023). İdarenin Sorumluluğunu Ortadan Kaldıran veya Azaltan Durumlar Nelerdir, https://metinpolat.av.tr/idarenin-sorumlulugunu-ortadan-kaldiran-veya-azaltan-durumlar-nelerdir.html (erişim: 02.03.2023).
Resmi Gazete, 27/12/1999, S. 23919 Mük.
Sosyal Hukuk. Depremle Mücadele Afet Hukuku, https://www.sosyalhukuk.org/2021/01/depremle-mucadele-afet-hukuku/ (erişim: 01.03.2023)
Şen, E. (Şubat 10, 2023). Depremlerde Yıkılan Binalardan Doğan Ceza Sorumluluğu, https://www.hukukihaber.net/depremlerde-yikilan-binalardan-dogan-ceza-sorumlulugu (erişim: 02.03.2023).
Türkiye Barolar Birliği, TBB Depremzedeler İçin Hukuk Rehberi, 2. Baskı, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Ankara, 2023.
Yargıtay, 4.HD, E.2001/8406 , K. 2001/12825.
Yavuz, O. Yapı Denetimi Nedir, https://www.gayrimenkulhukuk.com/blog/yapi-denetimi-nedir (erişim: 07.04.2023).
Yayla, Y. “İdarenin Sorumluluğu ve Mücbir Sebep”. Sorumluluk Hukukunda Yeni Gelişmeler III. Sempozyumu. Ankara. 12-13 Mayıs 1979.
Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları, https://dask.gov.tr/tr/zds-genel-sartlar (erişim 03.03.2023).
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.2577.pdf (erişim: 03.03.2023).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.6098.pdf (erişim: 03.03.2023).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.6100.pdf (erişim: 03.03.2023).
7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.3.7269.pdf (erişim: 03.03.2023).
[1] Metin Polat, İdarenin Sorumluluğunu Ortadan Kaldıran veya Azaltan Durumlar Nelerdir, https://metinpolat.av.tr/idarenin-sorumlulugunu-ortadan-kaldiran-veya-azaltan-durumlar-nelerdir.html (erişim: 02.03.2023).
[2] Danıştay, 11.Daire 2005/1353E., 2007/6248 K.
[3] Adil Bucaktepe, “Depremden Dolayı İdarenin Sorumluluğu” Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 17-18, Sayı: 26-27-28-29, Yıl: 2012-2013 s. 102.
[4] İl Han Özay, Günışığında Yönetim, Filiz Kitabevi, İstanbul 2004, s. 880; Yıldızhan Yayla, “İdarenin Sorumluluğu ve Mücbir Sebep”, Sorumluluk Hukukunda Yeni Gelişmeler III. Sempozyumu, Ankara 12-13 Mayıs 1979, ss. 370-371.
[5] Bucaktepe, a.g.m, s. 102.
[6] İYUK, m.10.
[7] İYUK, m. 15/1-b.
[8] Kapital Hukuk, Deprem Sonrası Yıkılan veya Hasar Gören Binalarda Müteahhidin Hukuki Ve Cezai Sorumluluğu, https://www.kapitalhukuk.com/deprem-ve-muteahhidin-hukuki-ve-cezai-sorumlulugu/ (erişim: 16.02.2023).
[9] TBK, m. 60.
[10] Yargıtay, 4.HD, E.2001/8406 , K. 2001/12825
[11] Ersan Şen, Depremlerde Yıkılan Binalardan Doğan Ceza Sorumluluğu, https://www.hukukihaber.net/depremlerde-yikilan-binalardan-dogan-ceza-sorumlulugu (erişim: 02.03.2023).
[12] https://www.hukukihaber.net
[13] https://www.hukukihaber.net
[14] https://www.hukukihaber.net
[15]Oğuz Yavuz, Yapı Denetimi Nedir, https://www.gayrimenkulhukuk.com/blog/yapi-denetimi-nedir (erişim: 07.04.2023).
[16] Cenk Akil, Medeni Yargılama Hukukunda Mahkemelerce Yapılan Delil Tespiti, AÜHFD,58/1, 2009, s.2
[17] 6100 sayılı HMK nin 400-406 maddeleri arasında delil tespiti davası’ Geçici Hukuki Koruma tedbirleri’ olarak düzenlenmiştir.
[18] HMK m.401.
[19] Haşim Kartal, Delil Tespiti Nedir? Deprem Bölgesinde Delil Tespiti Nedir, https://www.hasimkartal.av.tr/delil-tespiti-nedir-deprem-bolgesinde-delil-tespiti-nedir/ (erişim: 01.03.2023).
[20] Türkiye Barolar Birliği, TBB Depremzedeler İçin Hukuk Rehberi, 2. Baskı, Türkiye Barolar Birliği Yayınları, Ankara, 2023, s. 20.
[21] https://www.ahder.org
[22] Türkiye Barolar Birliği, TBB Depremzedeler İçin Hukuk Rehberi, s. 20.
[23] Sosyal Hukuk. Depremle Mücadele Afet Hukuku, https://www.sosyalhukuk.org/2021/01/depremle-mucadele-afet-hukuku/ (erişim: 01.03.2023)
[24] 7269 sayılı kanun 29.madde ve Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik hükümlerinde düzenlenmiştir.
[25] https://www.afad.gov.tr
[26] afad.gov.tr
[27] Depremzedelerin hak sahibi olabilmek için idareye başvurmalarında iki aylık başvuru süresinin hak düşürücü süre niteliği taşımadığı ve ilgililerin ileri sürdüğü mazeretlerin de dikkate alınması gerektiği kararı için bknz. 11. D. 9.3.2004, 5249/1085
[28] 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun, m.28.
[29] Sosyal Hukuk. Depremle Mücadele Afet Hukuku, https://www.sosyalhukuk.org/2021/01/depremle-mucadele-afet-hukuku/ (erişim: 01.03.2023).
[30] RG. 27/12/1999, S. 23919 Mük
[31] Şaban Kayıhan, “Zorunlu Deprem Sigortası”. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 8, 2004, s. 2.
[32] dask.gov.tr
[33] Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları A.3, https://dask.gov.tr/tr/zds-genel-sartlar (erişim 03.03.2023).
[34] Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı m.4’e göre sigorta bedeli hesabına esas metrekare bedeli 25 Kasım 2022 tarihi itibari ile betonarme yapılarda 3016 TL diğer yapılarda ise 2080 TL’dir.
[35] dask.gov.tr
[36] ZDSGŞ B. 4.