Çocuk Ceza İnfaz Kurumları

  1. ÖZET

20 Kasım 1989’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Türkiye tarafından 14 Eylül 1990’da imzalanmıştır. Sözleşmeye göre daha erken yaşta reşit olmasını gerektirecek yasal bir neden olmadıkça 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır (ÇHDK m. 1). Türk Ceza Kanunu da henüz 18 yaşını doldurmamış kişiyi çocuk olarak tanımlamıştır (TCK m. 6/1/b). Türkiye’nin ulusal yasası olan 03.07.2005 tarihinde kabul edilen 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu, çocukları ilgilendiren tüm faaliyetlerde çocuğun üstün yararını kabul etmiştir. Türk hukukunda 12-18 yaş arası suç işleyen çocuklara “suça sürüklenen çocuk” denilmektedir. Çocuk ceza hukukunun esas amacı cezalandırma değil, çocuğun iyileştirilmesidir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine göre çocukların özgürlüğünden yoksun bırakılması başvurulacak en son çaredir. Türkiye’de suça sürüklenen 12-18 yaş grubundaki çocukların kapatıldığı üç kurum mevcuttur. Bunlar; çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumları, çocuk eğitimevleri ve yetişkinlerin kapatıldığı hapishanelerde açılan çocuk koğuşlarıdır. İnfaz rejimi gereği tutuklu çocuklar kapalı ceza infaz kurumlarında, hükümlü çocuklar ise çocuk eğitimevlerinde kalmaktadırlar[1]. Türkiye’de 06.04.2021 tarihi itibariyle, 4 adet çocuk eğitimevi, 7 adet çocuk kapalı ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Çocuk eğitimevleri Ankara, Elazığ, İstanbul Anadolu ve İzmir’de bulunmakta, çocuk ve gençlik tipi ceza infaz kurumları da Ankara, Diyarbakır, Hatay, İstanbul Anadolu, İzmir, Kayseri ve Tarsus’da bulunmaktadır[2].

  1. ÇOCUK KAVRAMI

Çocuk, bedensel ve ruhsal açıdan sürekli gelişim ve değişim gösteren ve bu gelişimini tamamlamamış bireydir[3]. Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin birinci maddesine göre daha erken yaşta reşit olmasını gerektirecek yasal bir neden olmadıkça on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na göre de daha erken yaşta ergin olsa bile, on sekiz yaşını doldurmamış kişi çocuktur (ÇKK m. 3/1/a).

Birleşmiş Milletler Çocuk Adalet Sisteminin Uygulanması Hakkında Asgari Standart Kurallar’ında (Pekin Kuralları) yer alan tanıma göre çocuk, mevcut hukuk sistemi içinde işleyebileceği bir suçtan dolayı kendisine yetişkinlerden farklı davranılması gereken kişidir. Türk doktrininde çocuk, kendi başına hukuki tasarrufa yetkin olmadığı varsayılan ve on sekiz yaşını doldurmamış kişidir[4].

Çocukları ilgilendiren tüm durumlarda çocuğun üstün yararı esas alınmalıdır. İnsan, çocukluk döneminin ürünü olan bir varoluştur[5]. Bu dönem oluşan varoluş çocuğun ileriki dönemlerde yaşam felsefesini, düşüncesini, olayları kavrayış ve anlama derecesini belirleyecektir[6]. Bu nedenle suça sürüklenen çocukların karşı karşıya kaldığı infaz rejimi şüphesiz çocuğun ileriki yaşantısını etkileyecektir.

  • TÜRK HUKUKUNDA SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK

Türk Ceza Kanunu’nun “Tanımlar” başlığını taşıyan 6. maddesi; uluslararası tanımla paralel olarak çocuk deyimini “henüz on sekiz yaşını doldurmamış kişi” olarak tanımlamıştır. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 3. maddesine göre de çocuk “daha erken yaşta ergin olsa bile, on sekiz yaşını doldurmamış kişidir”.

Türk Ceza Kanunu’nun 56. maddesi ile çocuklara özgü güvenlik tedbirlerinin neler olduğu ve ne suretle uygulanacakları 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu’na bırakılmıştır. Bu kanunun amacı; “korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak belirlenmiştir”.

  1. SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLARIN CEZA SORUMLULUKLARI

Suça sürüklenen çocukların ceza sorumluluğunun tespit edilmesi çocuk ceza hukuku açısından büyük önem taşımaktadır. Çocukların ceza sorumluluğunun varlığı, ceza sorumlukları var ise sorumluluğun başladığı asgari yaşın tespiti hem ulusal hem uluslararası hukukta oldukça önemlidir.

Türk Ceza Kanunu’na göre Türkiye’de ceza sorumluluğunun başladığı asgari yaş 12 olarak belirlenmiştir (TCK m. 31/1). 12 yaşını doldurmamış olan çocukların hiçbir surette ceza sorumluluğu bulunmadığı kabul edilmiştir. Kollukta sadece kimliklerinin tespiti ile sınırlı olarak tutulabilirler. Bunun dışında ceza kovuşturmasına muhatap olmaları mümkün bulunmamaktadır[7]. 15 yaşından küçük sağır ve dilsiz çocukların da ceza sorumluluğunun bulunmadığı TCK m. 31/1’de belirtilmiştir.

12 yaşını doldurmuş olmakla beraber 15 yaşını doldurmamış çocukların ve 15 yaşını doldurmuş olmakla beraber 18 yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsiz çocukların ceza sorumluluğunun varlığı çocuk hâkimi tarafından tespit edilir. Ancak, tespit öncesinde, çocuğun içinde bulunduğu aile koşulları, sosyal ve ekonomik koşullar ile psikolojik ve eğitim durumu hakkında uzman kişilerce rapor hazırlanması istenir[8]. Çocuk hâkimi, hazırlanan bu raporları, çocuğun ceza sorumluluğunun tespiti ile ilgili olarak yapacağı değerlendirmelerde dikkate alır.

15 yaşını doldurmuş olmakla beraber 18 yaşını doldurmamış olan çocuklar ile 18 yaşını doldurmuş ve fakat 21 yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsiz çocukların ceza sorumluğunun varlığı kabul edilmiş ancak çocukların içinde bulundukları yaş küçüklüğü veya sağır ve dilsizlik hali nedeniyle kusurluluk halleri cezalarında indirim nedeni olarak kabul edilmiştir (TCK m. 31/3). Bu nedenle bu yaş grubundakilerin ceza sorumluluğunun var olup olmadığı hususunun TCK kapsamında araştırılması gerekmeyecektir[9].

  1. SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLARIN YARGILANMASI

Suça sürüklenen çocuklar çocuk mahkemelerinde yargılanırlar. Türk Hukuku’nda, çocuk mahkemeleri asliye ceza mahkemelerinin bakabileceği davalara bakarken, çocuk ağır ceza mahkemeleri ise, ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren davalara bakarlar. Çocuk adalet sistemi içerisinde çocuk mahkemelerinin temel görevi suç işlenmesini önlemek değil, çocuğun iyileştirilmesini sağlamaktır[10]. Bir sivil toplum kuruluşunun yaptığı araştırmada; çocuk mahkemelerinin fiziki yapı ve düzenleme olarak çocuğa özgü yargılama ilkesine uygun olmadığı, mahkemelerin ikincil travmalara neden olduğu belirtilmiştir[11].

Çocuk Ceza Hukukunda verilecek tepkinin öncelikli amacı, suçun işlenmesinin önlenmesi veya mağdurun haklarının korunması değil, çocuğun içinde bulunduğu ortamdan çıkarılıp korunması, suç işlemeyi bir yaşam biçimi haline getirmesinin önü kesilerek çocuğun iyileştirilmesidir[12]. İyileştirme, çocuğun ileriki yaşantısında suç işlemeden bir yaşam sürdürmesini sağlayan yeteneği kazanması amacını güden çabalar şeklinde de tanımlanabilir[13]. Çocuk infazında ki ilk ve en önemli amaç ıslah olmalıdır. Uslandırıcı ve topluma kazandırıcı vasfını kaybetmiş bir infaz rejimi kabul edilemez[14].

Çocuk Koruma Kanunu m. 20’de suça sürüklenen çocuklar hakkında soruşturma veya kovuşturma evrelerinde adlî kontrol tedbiri olarak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109’uncu maddesinde sayılanlara ek olarak, belirlenen çevre sınırları dışına çıkmamak, belirlenen bazı yerlere gidememek veya ancak bazı yerlere gidebilmek, belirlenen kişi ve kuruluşlarla ilişki kurmamak gibi tedbirler alınması gerektiği, söz konusu tedbirlerden sonuç alınamaması durumunda tutuklama kararı verilebileceği belirtilmiştir. Söz konusu duruma uyulmadan çocuk hakkında tutuklama kararı verilmesi özgürlük ve güvenlik hakkının ihlalidir[15].

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine göre çocukların özgürlüğünden yoksun bırakılması başvurulacak en son çaredir. Birleşmiş Milletler Çocuk Adalet Sisteminin Uygulanması Hakkında Asgari Standart Kuralları (Pekin Kuralları) m. 17/1 uyarınca özgürlükten yoksun bırakma, suçun başka bir kişiye yönelik ciddî bir saldırı niteliğinde bulunması veya çocuğun ciddî suç işlemeyi itiyat haline getirmiş olması halleri dışında verilmemelidir.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nde çalışan sivil toplum çalışanları, tutuklanan ve tahliye olan çocukların sirkülasyonunu tam olarak bilemeseler de bir yıl içerisinde 10 binden fazla çocuğun tutuklandığını söylemektedirler[16].

Tutukluluğun bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılması masumiyet karinesinin ihlalini oluşturmaktadır. Ancak Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün yayınladığı bilgilere göre tutuklu çocuk sayısı hükümlü çocuk sayısının neredeyse 2 katıdır[17]. Bu durum Türkiye’de çocuk yargılaması yapılan mahkemelerce tutuklamanın son çare olarak kullanılmadığını açık bir şekilde göstermektedir. BM Çocuk Hakları Komitesi, BMÇHS Çocuk Ceza Adaletinde Çocuk Hakları başlıklı 10 Numaralı Genel Yorum’unda, taraf devletleri çocuklara yönelik suçlamalara ilişkin nihai kararlarını 6 aydan fazla geciktirmemeleri için gerekli yasal önemleri ihdas etmeye çağıran madde mevcuttur[18].

Unutulmamalıdır ki, hükmü infaz edilmekte olan bireyler, bütün haklarından mahrum bırakılmış kişiler değildirler. Hükümlü, özgürlüğü kısıtlanmış kişidir[19]. Çocuk ya da yetişkin kişi, suç işlemiş olsa dahi insan onuruna layık muamele görmelidir. Ceza infaz kurumları, özgürlüğü kısıtlanmış kişilerin tecrit edildikleri yerler olmamalıdır.

  1. SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLARIN CEZALARININ İNFAZI

Türkiye’de suça sürüklenen çocukların kapatıldığı kapatıldığı üç kurum mevcuttur. Bunlar; çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumları, çocuk eğitimevleri ve yetişkinlerin kapatıldığı hapishanelerde açılan çocuk koğuşlarıdır. İnfaz rejimi gereği tutuklu çocuklar kapalı ceza infaz kurumlarına, hükümlü çocuklar ise çocuk eğitim evlerine kapatılmaktadır[20].

Çocuk ceza hukukunun asıl amacı cezalandırma değil, ıslah ve topluma geri kazandırmadır. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan genel bilgiye göre Türkiye’de 06.04.2021 tarihi itibariyle, 4 adet çocuk eğitim evi, 7 adet çocuk kapalı ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Çocuk eğitim evleri Ankara, Elâzığ, İstanbul Anadolu ve İzmir’de bulunmakta, çocuk ve gençlik tipi ceza infaz kurumları da Ankara, Diyarbakır, Hatay, İstanbul Anadolu, İzmir, Kayseri ve Tarsus’ta bulunmaktadır[21].

30.04.2021 tarihi itibari ile 12-18 yaş arası 508 oğlan çocuk hükümlü, 20 kız çocuk hükümlü olmak üzere toplam 528 hükümlü çocuk; 992 oğlan tutuklu, 38 kız çocuk tutuklu olmak üzere toplam 1.030 tutuklu çocuk, cezaevlerinde yatmaktadır. 30.04.2021 tarihi itibariyle toplamda 1.558 çocuk, cezaevlerinde bulunmaktadır[22].

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 21 Temmuz 2020 tarihli yayınladığı Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistiklerine göre güvenlik birimlerine 2019 yılında gelen veya getirilen çocukların karıştığı olay sayısı 511 bin 247’dir.  Bu olaylarda çocukların %32,9’una karşılık gelen 168.250 çocuk suça sürüklenme nedeni ile getirilmiştir[23]. Çocukların %31,7’sine yaralama, %25,6’sına hırsızlık, %8,1’ine Pasaport Kanunu’na muhalefet, %6,9’una göçmen kaçakçılığı, %4,6’sına ise uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, satmak veya satın almak suçları isnat edilmiştir[24].

2021 yılına gelindiğinde ise Türkiye’deki çocuk cezaevleri adeta bir bilinmezlik kuyusu haline gelmiş durumdadır[25]. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü 2016 yılından bu yana hak temelli izleme raporları bir yana, faaliyet raporlarını bile yayımlamamakta, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının bilgi edinme başvurularını ise cevapsız bırakmaktadır. Çocukların da gerek ailelerini üzmekten gerekse de cezaevi personelinin şiddetinden korktukları için cezaevlerinde yaşadıklarını anlatamadıkları bilinen bir gerçektir.

  1. ÇOCUK EĞİTİMEVLERİ

Çocuk eğitimevlerinin eski adı “ıslahevi”dir. Çocuk eğitimevlerine 12-18 yaş aralığında suça sürüklenen ve cezasını çekmeye başladığında 18 yaşını doldurmayan hükümlü çocuklar kapatılmaktadır. 18 yaşını doldurduğu halde eğitimine devam eden çocuklar cezaevi idaresinin de uygun görmesi halinde 21 yaşına kadar kalabilmektedirler.

Türkiye genelinde 4 adet çocuk eğitim evi bulunmakta olup bunlar Ankara, Elazığ, İstanbul Anadolu ve İzmir’de bulunmaktadır[26]. Bu kurumların kapasiteleri 150 ila 625 kişi arasında değişmektedir. Eğitimevleri kaloriferli olup buralarda revir, sinema, konferans salonu, müstakil yemekhane, yatakhane, tam teşekküllü mutfak, soğuk hava deposu, bulaşıkhane, çamaşırhane, berber, kütüphane, spor alanları ve iş atölyeleri mevcuttur.

Eğitimevlerinin fiziki şartları kapalı ceza infaz kurumlarından ve diğer hapishanelerden oldukça farklıdır[27]. Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m. 15/1 uyarınca eğitimevlerinin kapısında kapalı ceza infaz kurumlarında olduğu gibi firara karşı güvenlik önlemi bulunmaz, kurum güvenliği iç güvenlik görevlileri tarafından sağlanır. Çocukeğitimevlerinde kalan çocukların örgün öğrenimden yararlanma, mesleki eğitim kurslarına katılma veya işe girip çalışabilme, 4 ayda bir ailelerini ziyaret etme hakları bulunmaktadır[28].

Eğitim evlerinde tutulan çocuk mahpuslar “ücretli telefonlar” ile istedikleri zaman aileleri ile serbestçe telefon görüşmesi yapabilmektedirler. Burada telefonla görüşme için zaman açısından bir kısıtlama olmaması mahpus çocukların yararına görülse bile telefon görüşmelerinin kantinden alınan telefon kartı ile yapılması çoğunluğu yoksul ailelerden gelen ve yoksulluk çeken çocuk mahpuslar için bu durumu zor hale sokmaktadır.

  1. ÇOCUK CEZA İNFAZ KURUMLARI

Suça sürüklenen çocukların cezalarının infazı başlığında da belirttiğimiz üzere infaz rejimi gereği tutuklu çocuklar kapalı ceza infaz kurumlarına, hükümlü çocuklar ise çocuk eğitimevlerine kapatılmaktadırlar. Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca kapalıya iade disiplin cezası almış hükümlü çocuklarda bu kurumlarda tutulmaktadırlar.

Hükümlü olan kişinin cezasının kesinleşmiş, tutuklu kişinin ise beraat etme olanağına sahip olduğu göz önüne alındığında tutuklu çocukların fiziki imkanların daha kötü olduğu çocuk ceza infaz kurumlarına kapatılmaları bir çelişki içermektedir. Zira şartlar itibariyle kapalı ceza infaz kurumları ile eğitimevlerinin kıyaslanması mümkün değildir. Kapalı ceza infaz kurumları çocuklar için çok daha ağır şartlar içermektedir.

Türkiye’de 7 adet çocuk kapalı ceza infaz kurumu bulunmakta olup bunlar Ankara, Diyarbakır, Hatay, İstanbul Anadolu, İzmir, Kayseri ve Tarsus’ta bulunmaktadır. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan verilere göre çocuk ceza infaz kurumlarının kaloriferli oldukları, dershane, kütüphane, müstakil yemekhane, mutfak, çamaşırhane ve terapi salonları gibi çeşitli amaçlara hizmet eden mekanlara sahip olduğu bilinmektedir[29].

CGTİHK m. 23 uyarınca mahkumlar koğuşlara yerleştirilmeden önce “kişisel özellikleri, bedensel, aklî ve sağlık durumları, suç işlemeden önceki yaşamları, sosyal çevre ve ilişkileri, sanat ve meslek faaliyetleri, ahlâkî eğilimleri, suça bakış açıları, hükümlülük süreleri ve suç türleri belirlenerek” sınıflandırılırlar. Bu sınıflandırma çocuk mahpuslar için de geçerlidir. Bazı hapishanelerde birden fazla kez suç olduğu iddia edilen bir eylem gerçekleştirmiş ve hapishaneye girmiş çocuklar ile ilk kez suç işlediği iddiası ile tutuklanmış olan çocuklar farklı yerlerde tutulmaktadırlar. Yetişkin mahpuslarda olduğu gibi, çocuk mahpuslarda da adli-siyasi ayrımı yapılmaktadır.

  1. Fiziki Şartlar

Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları (Havana Kuralları) mahpus çocukların tutulmalarıyla ilgili standartları ve tavsiyeleri içeren, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ile birlikte dikkate alınması gereken bir metindir. Tutuklu çocukların tutulduğu Türkiye’deki çocuk kapalı ceza infaz kurumları bu standartların oldukça gerisindedir.

Havana Kuralları’nın 34. paragrafına göre tutma kurumlarında her çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını mahrem ve temiz bir şekilde ve uygun bir tarzda karşılamasını sağlamasına yetecek sayıda ve uygun yerlerde sıhhi tesis bulunması tavsiye edilmiştir. Ancak Türkiye’de ki çocuk ceza infaz kurumlarında çocukların sıcak su kullanma günleri her hapishanede değişmekte ve haftanın sadece belirli günlerinde belirli saatlerde çocuklara sıcak su verilmekte, çocukların yıkanacakları gün dahi hapishane idaresi tarafından belirlenmektedir[30].

Tutma kurumlarında çocuklara yeterli kalitede ve yeteri miktarda, sağlık standartlarına uygun şartlarda hazırlanan, yeterli kalite ve miktarda yemekler verilmeli, çocukların istediği her an içebileceği kadar temiz içme suyu bulunmalıdır (Havana Kuralları paragraf 37). Ancak çocuk ceza infaz kurumunda kalan çocuklar üç öğün yemek, aydınlatma için kullanılan elektrik ve musluktan akan su dışında tüm ihtiyaçlarını parasını ödeyerek karşılamak zorundadırlar[31].

Çocuk mahpusların yemek harici tüm temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri paralarının olmasına bağlıdır[32]. Bu durum ise çoğunluğu yoksul ailelerden gelen ve maddi geliri olmayan çocuklar için oldukça güçtür[33]. Bu nedenle hapishanelerde birçok çocuk musluk suyu içmek zorunda kalmaktadır. Türkiye’de arıtma sistemlerinin gelişimi ve çoğu il/ilçede musluk sularının içme suyu olarak tüketilmemesi çocuk mahpusların temiz suya erişim konusunda sorun yaşadıklarını göstermektedir. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu, Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu inceleme raporu kapsamında mahpus çocuklarla çeşitli görüşmeler gerçekleştirmiştir. Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalan çocuklar, yemeklerin kalitesiz olduğundan, çeşitlerinin sınırlı olduğundan ve yemeklerin yeterli miktarda verilmediğinden şikayetçi olmuşlardır[34].

Taraf devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler; çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 6). Türkiye’de hapishanelerde çocuk ölümleri sık sık yaşanmaktadır[35].  CHP Milletvekili Onursal Adıgüzel’in 2017 yılında yaptığı bir bilgi edinme başvurusuna cevap olarak paylaşılan verilere göre 2013 yılının başından 2017 yılının ikinci yarısına kadar Türkiye hapishanelerinde 13 çocuk hayatını kaybetmiş, bunlardan 6 tanesinin intihar olduğu açıklanmıştır[36]. Hapishanelerde yaşanan çocuk ölümleri, çocukların yaşam haklarını korumakla yükümlü devletin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini göstermektedir[37]. Hapishanelerdeki çocuk ölümleri karşısında gerek cezaevi yöneticileri hakkında gerekse infaz koruma memurları hakkında yeterli ve etkin soruşturma yürütülmemesi ve bunun sonucunda oluşan cezasızlık tablosu da devletin gerekli sorumluluğu üstlenmediğine de işaret etmektedir[38].

Çocuk hapishanelerinin belirli bazı şehirlerde bulunmasının sonucu olarak çocuklar genellikle ailelerinden uzak çocuk hapishanelerinde tutulmaktadırlar. Çocukların ailelerinden uzak yerlerde tutuluyor olması, özel ve aile yaşamına saygı hakkının ihlali anlamına gelmektedir. İHAM, 17 Eylül 2019 tarihli Avşar ve Tekin v. Türkiye kararıyla ailelerinden uzak cezaevlerine nakledilen mahpusların hastalık ya da maddi sebeplerle görüşe gelemeyen ailelerine yakın bir cezaevine nakledilme taleplerinin başvurucuların somut koşulları dikkate alınmadan reddedilmesini İHAS’ın 8. maddesinin ihlali olarak görmüştür[39].

Çocukların dış dünyayla kurdukları her türlü iletişim yetişkin hapishanelerinde olduğu gibi çocuk hapishanelerinde de hapishane idaresi tarafından erişilebilir durumdadır. Telefon görüşleri dinlenmekte, mektupları okunmakta, görüşçü ziyaretleri infaz koruma memurlarının duyabileceği mesafelerde gerçekleşmektedir[40]. Çocukların tüm iletişim kanallarının denetlenmesi çocukların özel yaşamının gizliliğinin ihlalidir.

Çocukların aileleri ile iletişimleri de sınırlıdır. Çocuk eğitimevlerinde kalan hükümlü çocukların 4 ayda bir ailelerini ziyaret etme hakları ve kantinden satın aldıkları telefon kartları ile istedikleri zaman ailelerini arama imkanları bulunmasına karşın çocuk kapalı ceza infaz kurumlarında tutulan çocukların haftada yalnızca 10 dakika telefon görüş hakları bulunmaktadır ve ailelerini ziyaret edebilmeleri gibi bir durum söz konusu değildir. Bu durum tutukluğun çocuklar için açık bir şekilde cezalandırma aracı olarak kullanıldığını göstermektedir.

Kapalı ceza infaz kurumlarında tutulan çocuklar aileleri ile üç defa kapalı, bir defa açık görüş yapabilmektedirler. Ceza infaz kurumda kalan çocuklarla yapılan bir görüşmede çocuklar, “Cezaevi psikolojimi bozuyor. Özgürlüğümüz yok çünkü. Cezaevinde olmasaydım, okuluma devam edecektim”Kapalı görüşmelerde benim ve ailemin psikolojisi bozuluyor.” şeklinde ifadeler ile kapalı görüşlerin psikolojilerini kötü etkilediğini belirtmişlerdir[41].

Kapalı ceza infaz kurumlarında tutulan çocukların örgün öğrenimden yararlanma hakları yoktur. Bu çocuklar yalnızca açık öğretim ile eğitimlerini sürdürebilmektedirler[42]. Haklarındaki ceza kesinleştikten sonra çocuk eğitimevine geçen çocuklara örgün öğrenimden yararlanma imkânı tanınmasına karşın Türkiye’deki tutukluluk sürelerinin uzunluğu göz önüne alındığında çocuklar uzun tutukluluk sürelerinde eğitim hayatlarından koparılmaktadırlar.

Her çocuğun eğlenebilmesi ve beden eğitimi yapabilmesi amacıyla kendisine tanınan zaman içinde, hava şartlarının müsait olduğu zamanlarda açık havada serbestçe oynayabilmesi için gerektiği kadar zamana sahip olma hakkı vardır (Havana Kuralları p. 47). Türkiye genelinde çocuk cezaevlerinin fiziki durumu incelendiğinde büyük çoğunluğunda çocukların oynayabileceği alanlar mevcut olsa da özellikle kapalı ceza infaz kurumları ve yetişkinlerin kapatıldığı hapishanelerin çocuk koğuşlarında kalan çocukların bu imkanlardan yeterince yararlanabildikleri pek söylenemez.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu tarafından İzmir Şakran Cezaevinde yapılan incelemede çocuklara basketbol, voleybol topu verilmediği, açılan kurslar için kimin hangi kursa katılacağına idarenin karar verdiği belirtilmiştir. Çocuklarla yapılan görüşmelerde de çocuklar, paraları olmadığı için top alamadıklarını bu nedenle her ne kadar basket potası, file gibi fiziki imkânlar bulunsa da basketbol ve voleybol oynamalarının mümkün olmadığını belirtmişlerdir[43].

03.05.2021 tarihi itibariyle Türkiye genelinde hapishanelerde 781 psikolog, 356 sosyolog, 269 sosyal çalışmacı, 615 öğretmen, 438 sağlık memuru, 145 diş tabibi görev yapmaktadır[44]. Yüksek tutuklu ve hükümlü sayısı göz önüne alındığında bu yetersiz personel sayısı karşısında yetişkinler için olduğu gibi, çocuk mahkumlar için de bireysel muamele yapılması oldukça zordur.

  1. Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarında Yaşanan Şiddet ve Akran Zorbalığı

Türkiye genelinde yakın tarihte çocuk hapishanelerinde koğuş sisteminden oda sistemine geçiş söz konusudur. Oda sistemi ne kadar çocuklar arasında koğuşta yaşanabilecek kavgaları ve koğuş ağalığı gibi durumları engellese de belirli bir saatten sonra çocukların odalarında kilitlenmeleri çocuklara cezaevi hissini ve baskısını daha çok hissettirmektedir. Nitekim kapalı ceza infaz kurumunda kalan çocuklardan biriyle yapılan görüşmelerde “hapishaneyi yönetseydin değiştirmek istediğin üç şey ne olurdu?” sorusuna verdiği ilk cevap, odaların kilitlenmesi olmuştur[45]. Ancak yine de oda sisteminin koğuş sistemine nazaran onarıcı adalet sistemine uygun ve geliştirilmesi gereken bir sistem olduğunu söyleyebiliriz.

Çocuk cezaevinde yapılan bir görüşte mahpus bir çocuk
Diğer koğuş ağaları para toplarlardı koğuştakilerden, dayak atarlardı, koğuştakilere boncuk yaptırıp, yapanlara bile parayla satarlardı.”
şeklinde bir ifadede bulunmuştur. Bu durum da koğuş sisteminin çocukların aralarında hiyerarşik bir durum oluşturduğunu ve daha güçsüz konumda olan çocukların bu durumdan kötü yönde etkilendiklerini göstermektedir.

Cezaevinde yaşanan şiddet yalnızca akran zorbalığı ile sınırlı kalmamaktadır. Ancak Adalet Bakanlığı tarafından çocuk hapishaneleri içerisindeki şiddete yapılan vurgu ve alınan önlemler, akran zorbalığı ile sınırlı kalmaktadır.[46] Çocuklar hapishane personeli tarafından da şiddete maruz bırakılmaktadırlar. Hatta çocukların hapishane idaresi ve personeli tarafından maruz bırakıldığı şiddet akran şiddeti ile karşılaştırıldığında akran şiddeti, şikayetlerin çok az bir kısmını oluşturmaktadır.

Hapishane personeli tarafından çocuklara uygulanan şiddet vakaları karşısında büyük bir cezasızlık tablosu ile karşı karşıya kalmaktayız. 2010-2015 yılları arasında ceza infaz kurumlarında ve eğitimevlerinde bulunan çocuk tutuklu ve hükümlüler tarafından yapılan şikâyet üzerine işkence ve kötü muamele vakalarında adı geçen hapishane personelleri hakkında 31’i şikâyet üzerine, 33’ü ise resen başlatılan 64 soruşturma açılmış, 64 soruşturma kapsamında da 484 personelle ilgili işlem başlatılmıştır. Soruşturmalar sonunda, 484 personelin 294’üne takipsizlik kararı verilmiştir. 28 personel için adli soruşturma açılmasına gerek görülmemiştir. 56’sı beraat etmiş, biri için hükmün açıklanması ertelenirken, yalnızca birine hapis cezası verilmiştir[47].

  1. YETİŞKİNLERİN KAPATILDIĞI HAPİSHANELERİN ÇOCUK KOĞUŞLARI

Yukarıda daha önce saydığımız 4 çocuk eğitim evi, 7 çocuk kapalı ceza infaz kurumu dışında birçok hapishane de çocukların kaldığı bilinmektedir. Ancak çocuk mahpuslar ile ilgilenen sivil toplum kuruluşları tarafından bilgi edinme başvurusu aracılığıyla hangi hapishanelerde çocukların kaldığı sorulduğu halde bu bilgi Adalet Bakanlığı tarafından paylaşılmamıştır.

Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi uyarınca özgürlüğünden yoksun olan her çocuk, kendi yüksek yararı aksini gerektirmedikçe yetişkinlerden ayrı tutulacaktır. Burada ki “çocuğun yüksek yararı aksini gerektirmedikçe” ifadesi dar bir yoruma tabi tutulmalıdır. Çocuğun yüksek yararı taraf devletlerin işine geldiği gibi yorumlanamaz[48]. Taraf devletler, özgürlüğünden yoksun bırakılan çocukları, çocuklarla ilgili görevli ve personelin bulunmadığı, yetişkin hapishanelere yerleştirmemelidir. Kaldı ki yetişkin hapishanelerinde istihdam edilen personel eğitimini yetişkinlerine yönelik olarak aldığından çocuklarla iletişim konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu durum çocukların gelişimi ve ıslahı açısından dezavantajlı bir durum oluşturmaktadır

Yetişkin hapishanelerinde düzenlenen aktivite ve etkinlikler yetişkinlere yönelik olduğundan burada kalan çocuk mahpusların bu etkinliklere katılımı da zorlaşmaktadır. Çocuk hapishanelerinin koşullarının çocukların etkinliklere katılımı açısından daha elverişli olduğunu söylemek yerinde bir tespit olacaktır.

  • SUÇA SÜRÜKLENEN KIZ ÇOCUKLARI

30.04.2021 tarihi itibariyle 12-18 yaş aralığında 20 tutuklu, 38 hükümlü olmak üzere toplam 58 kız çocuğu ceza infaz kurumlarında barınmaktadır[49]. 2015 yılında bir sivil toplum kuruluşu tarafından Adalet Bakanlığı’na kız çocuk mahpusların nerede kaldığı sorulmuştur. Adalet Bakanlığı tarafından verilen yanıtta hükümlü kız çocuklarının, Denizli/ Bozkurt Kadın Açık ve Çocuk Eğitim Evi’nde kaldığı belirtilmiştir[50]. İnfaz rejimi gereği çocuk eğitimevlerinde hükümlü çocuklar kaldığından cevap yalnızca hükümlü kız çocukları için verilmiş, tutuklu kız çocukları ile ilgili bir bilgi verilmemiştir. Tutuklu kız çocuklarının çocuk hapishanelerinde değil kadın hapishanelerinde ya da herhangi bir yetişkin hapishanesinin ayrı bölümlerinde tutulduğu düşünülmektedir[51].

TBMM Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Ve Eğitimevleri İnceleme Raporundan edinilen bilgiye göre İzmir /Bergama M Tipi Çocuk Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kız çocuklar, yetişkin koğuşlarında kalmaktadırlar. Bu rapor kapsamında yetişkin kadın koğuşunda kalan kız çocukları ile görüşülmüş, koğuşun bakımsız olduğu, tavanın nemlendiği gözlenmiştir. Kız çocukları tarafından yağmurlu havalarda çatının aktığı da ifade edilmiştir. Ayrıca, koğuşların soğuk olduğu fark edilmiş, koğuşta kalanlar da bu durumdan şikâyetçi olmuşlardır.

Mevcut durumda çocuklara özgü ceza infaz kurumlarında oğlan çocukları tutulmaktadır. Çocuk eğitimevlerinden ise yalnızca Denizli eğitimevi kız çocukları için inşa edilmiştir.

Ayrıca bu durum kız çocuklarının yetişkinlerle ilgilenmek üzere yetiştirilmiş hapishane personelleri ile muhatap olmaları ve kadın cezaevlerindeki etkinliklerin çocuklara yönelik olmaması gibi dezavantajlı durumlarla karşılaşmalarına sebebiyet vermektedir.

Kız çocuklarının kaldığı hapishanelerde de şiddet olayları gündemdedir. Denizli Çocuk eğitimevinde, 7 kız çocuğunun görevlilerin şiddetine maruz kaldığı iddia edilmiş, bunun sonucunda da 7 kız çocuğu başka infaz kurumuna sevk edilmişlerdir[52]. Denizli Açık Ceza İnfaz Kurumunda kalan yetişkin kadın mahpus B.C. hapishane koşulları ile ilgili “çocuklara karşı bir esir kampı gibiydi orası. Çocukların oyun oynaması dahi yasaktı. Gezecek alanları yoktu, bize göre durumları çok daha kötüydü” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur[53].

  • KOVİD-19 VE ÇOCUK MAHPUSLAR

Adalet Bakanlığı tarafından “Kovid-19 Pandemi Sürecinde Ceza İnfaz Kurumları Duyuruları” ile önlemler alınmaya başlanmış, pandemiye karşı ilk önlem olarak mahpusların dışarıdaki insanlarla teması kesilmiştir. Daha sonraki süreçte aile ziyaretleri kaldırılarak yerine 10 dakika daha fazla süre telefon konuşması hakkı tanınmıştır[54]. Böylelikle 10 dakika olan telefonla görüşme süresi 20 dakikaya çıkarılmıştır. Daha öncede belirttiğimiz üzere Türkiye hapishanelerindeki pek çok çocuk ailelerinden uzakta tutulmakta, bu nedenle aile görüşleri de seyrek gerçekleşebilmektedir. Açık ve kapalı görüşlerin kaldırılarak telefon haklarının artırılması, normal koşullarda da ziyaretçisi olmayan çocuklar için, her zaman uygulanması gereken bir çözüm yöntemidir[55]. Hapishanelerde mahpuslar için düzenlenen etkinlikler ve sivil toplum kuruluşlarının ziyaretleri de ilerleyen süreçte iptal edilmiştir.

Yukarıda bahsettiğimiz duyurular ile Adalet Bakanlığı tarafından ceza infaz kurumlarında bulunan tüm tutuklu ve hükümlülere yeteri kadar ücretsiz temizlik ve hijyen malzemesi dağıtıldığı ifade edilmiştir. Ancak bu süreçte çocukların hijyen malzemelerine ücretsiz ulaşıp ulaşamadığıyla ilgili Bakanlıktan bir teyit alınamamış, fakat hapishanelerin genelinden alınan bilgilere göre, hapishane idareleri tarafından bir standardın sağlanmadığı öğrenilmiştir[56].

Koronavirüs tedbirleri kapsamında çocuklar için sonuç doğran yeni düzenlemeler aşağıdaki gibidir[57]:

  • 30 Mart 2020’ye kadar işlendiği iddia edilen suçlar için 12-15 yaş arasında hapishanede geçen her bir (1) gün, üç (3) gün olarak, 15-18 yaş arasında hapishanede geçen her bir (1) gün iki (2) gün olarak sayılmıştır.

 

  • Kimi suçların koşullu salıverilme süreleri çocuklar için ayrıca düzenlendi. Örneğin uyuşturucu ve uyarıcı madde imal ve ticaretinden ya da Terörle Mücadele Kanunu’na muhalefetten hüküm alan çocukların koşullu salıverilme süreleri, yetişkinlerin koşullu salıverilme sürelerine göre daha düşük oranla belirlendi.

Yukarıda belirtilen tedbirler hükümlü çocuklar için geçerlidir. Tutuklu çocukların haklarındaki suç iddiası kesinleşmediği için koşullu salıverilme süreleri de hesaplanamayacak ya da haklarında henüz bir ceza olmadığı için cezanın infazı geri bırakılamayacaktır. Bu sebeple pandemi sürecinde yapılan söz konusu düzenlemeler, yargılaması devam eden kişileri etkilememiştir. Bunun yanı sıra yeni tutuklamalarla da karşı karşıya kalınmıştır.

  1. TAHLİYE SONRASI

Hapishanelerde kalan çocuklar için, her çocuğun yaşadığı sorunlara ilişkin bir destek programını içeren tahliye planının yapılması büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü bir çocuk eğer tahliye olduktan sonra herhangi bir destek alamazsa yaşamını düzene sokmak konusunda zorlanacaktır[58].

Görüşme yapılan, tahliye olmuş bir mahpus çocuğa hapishaneden tahliye olurken kendisine neler söylendiği, bir yönlendirmenin yapılıp yapılmadığı sorulmuştur: “Hayır olmadı. Tam hatırlayamıyorum ama kendi işine gücüne bak, bir daha düşme buralara dediler, bir yönlendirme olmadı” şeklinde cevap alınmıştır.

2011 yılı verilerine göre 18 yaş altı çocukların %68,6’sı hapishaneden tahliye olduktan sonraki bir yıl içinde tekrardan adalet sistemi içerisine dahil olmakta ve ceza almaktadır[59]. Bu oran, çocuklar için “iyileştirici” olması gereken infaz kurumlarının iyileştirici olmaktan çok uzakta olduğunu ve ağır infaz rejiminin çocukların gelişimini olumlu yönde etkilemediğini açıkça ortaya koymaktadır.

Yapılan araştırmalarda; çocuk adalet sistemi uygulamalarında refah yaklaşımı yerine cezalandırma yaklaşımının benimsendiği; adli kolluk, soruşturma, kovuşturma ve ceza infaz aşamalarında çocuk haklarına ve çocuğun psikolojik ve sosyal gelişimine uygun davranılmadığı, sistemin çocukları yeniden topluma kazandırma konusunda yetersiz kaldığı, müdahaleye rağmen çocukların suç işlemeye devam ettiği anlaşılmıştır[60].

  1. SONUÇ

Çocuk hakları alanında gerek uluslararası düzenlemeler gerekse ulusal düzenlemeler göz önüne alındığında çocukların özgürlüğünden yoksun bırakılmaları son çare olarak kullanılması gereken bir tedbirdir. Çocuk adalet sisteminde onarıcı adalet yaklaşımı ile birlikte çocuk lehine bir tutum takınılarak çocuk hapishanelere kapatılmalıdır.

Yüksek tutuklu ve hükümlü çocuk sayısı göz önüne alındığında bu sürecin hızlı işletilecek bir süreç olmamasından dolayı öncelikle alternatif çözüm yollarına başvurulmalı, çocuk cezaevlerinin mevcut olan fiziki şartları iyileştirilmeli, hapishanelerde var olan hak ihlallerine yol açan uygulamalara derhal bir son verilmelidir.

Cezaevlerinde kalan çocukların aileleri, avukatları, sivil toplum örgütleri ile iletişimleri sınırlandırılmamalı, iletişim için kullandıkları telefon, mektup gibi araçlara erişimleri ücretsiz olarak sağlanmalıdır.

Çocuk hapishanelerinde istihdam edilen personel eğitimini çocuklara yönelik olarak almalı, çocuklarla iletişim konusunda yeterli bir seviyede olmalıdır. Bu nedenle yetişkin hapishanelerinde bulunan çocuk koğuşları kapatılmalıdır.

Tutuklu kız çocuklarının kalacakları ayrı bir çocuk ceza infaz kurumu bulunmadığından dolayı tutuklu kız çocukları kadın hapishanelerinde ya da herhangi yetişkin hapishanelerinin çocuklar için ayrılan bölümlerinde tutulmaktadırlar. Bu durum mahpus kız çocuklarını her alanda daha görünmez kılmaktadır. Bu nedenle tutuklu kız çocukları için acil bir şekilde çeşitli önlemlerin alınması gerekmektedir.

Çocukların tutuldukları infaz kurumları cezalandırma psikolojisinden arındırılarak, çocuklara eğitim imkanının ve fiziksel rehabilitasyonlarının sağlandığı yerler haline getirilmelidirler. Ancak öncelikle toplumda başta aile ve eğitim kurumu olmak üzere çeşitli kurumları iyileştirilmelidir. İlk kez suç işleyen çocukların tümü rehabilite edilmiş olsa bile bu kurumlar iyileştirilmediği sürece suç işleyecek yeni çocuklar topluma karışır[61].

Ceza infaz kurumlarında kalan çocuklar için her çocuğa özel destek planlarını içeren tahliye planları yapılmalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

AKARCA Mehmet, Çocukların Ceza Hukukundaki Yeri Ve Çocukların Korunması, https://www.anayasa.gov.tr/media/3626/akarca.pdf (05.05.2021).

AKYÜZ Emine, Çocuk Hukuku: Çocukların Hakları ve Korunması, 3. b. Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık, 2013.

AYDIN İpek, “Çocuk Haklarının Gelişimi Ve Karşılaştırmalı Olarak Anayasal Açıdan Değerlendirilmesi”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:20 Sayı: 2, 2012, ss 151-173.

DEMİRBAŞ Timur, İnfaz Hukuku, 5. b, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2017.

DOĞAN Melissa, Tayanç Çalışır KURTULUŞ, Çocuklar Suçun Nesnesi Olamazlar (Çocuk Hakları Manifestosu), Ankara: Adalet Yayınevi, 2020.

DUMAN Ezgi, Türkiye’de Kadın Mahpus Olmak, TCPS Kitaplığı, 2019.

ERBAY Ayhan, Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarının Çocuk Tutuklu/Hükümlüler Üstündeki Psikolojik Etkileri, Aydın Toplum ve İnsan Dergisi Cilt 3, Sayı: 1, 2017 ss. 23-33.

GÖKDUMAN Ömer, “Ceza İnfaz Kurumlarında Eğitimin Önemi (Yüksek Lisans Tezi) İstanbul: T.C. Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İnsan Hakları Anabilim Dalı, 2011.

KARATAŞ Zeki, Çocuk Adalet Sisteminde Kapsamında Suça Sürüklenen Çocuklara Yönelik Uygulamaların Nitel Analizi (Doktora Tezi), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016.

KARATAŞ Zeki, Aliye MAVİLİ, Çocuk Adalet Sisteminde Suça Sürüklenen Çocuklara Yönelik Uygulamalarda Karşılaşılan Sorunlar, Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi,  cilt:19, Sayı:45, ss.1013-1044, 2019.

 

LİMONCU Mustafa, Türk Hukukunda Suça Sürüklenen Çocukların İnfazı (Yüksek Lisans Tezi), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017.

ŞEKERCİ Cansu, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 30. Yılında Türkiye’de Çocuk Mahpus Olmak, , İstanbul: TCPS Kitaplığı,2019.

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İzleme Komisyonu, Çocuk Ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Ve Eğitimevleri İnceleme Raporu, 2009.

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu İzmir Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Raporu, 2013.

Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Raporu 2015.

YALÇIN Alper, Çocuk Mahpuslar Raporu; Çocuk Mahpuslara İlişkin Hak İhlali İddiaları, Bilgi ve Denetim Mekanizmalarına Yapılan Başvurular ve Akıbetleri Raporu, İstanbul: TCPS Kitaplığı, 2017.

Adalet Bakanlığı (2015). “Adli Sicil İstatistikleri” Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü http://www.adlisicil.adalet.gov.tr

https://cte.adalet.gov.tr

https://www.tuik.gov.tr

https://www.turcademy.com/tr

https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/

https://legalbank.net/arama

www.tbmm.gov.tr

[1] Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İzleme Komisyonu, Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumları ve Eğitimevleri İnceleme Raporu, 2009, s.20. https://www.tbmm.gov.tr (21.04.2021).

[2]Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Ceza İnfaz Kurumları/Genel Bilgi,  https://cte.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/cik-genel-bilgi (21.04.2021).

[3] İpek Aydın, “Çocuk Haklarının Gelişimi ve Karşılaştırmalı Olarak Anayasal Açıdan Değerlendirilmesi”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, c. 20, sayı 2, 2012, s. 152.

[4] Hakan Hakeri, Tıp Hukuku, 20. b, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2020, s.126.

[5] Kurtuluş Tayanç Çalışır, Melissa Doğan, Çocuklar Suçun Nesnesi Olamazlar (Çocuk Hakları Manifestosu), Ankara: Adalet Yayınevi, 2020, s. 29.

[6] A.g.e. s. 30.

[7] Limoncu, a.g.e. s. 59.

[8] Limoncu, a.g.e. s. 61.

[9] Akarca, a.g.e. s. 4.

[10] A.g.e. s. 3.

[11]Yaşar Çavdar Kolbüken, Herşey Çocuklar İçin: Ya Adalet, Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı, Ankara, 2012.

[12] Akarca, a.g.e. s. 3.

[13] Timur Demirbaş, İnfaz Hukuku,  5. b, Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2017, s. 212.

[14] Limoncu, a.g.e. s. 72.

[15] AYM, Semra Omak Başvurusu, B. No. 2015/19167, K.T. 17.07.2019, https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr (23.04.2021).

[16] Alper Yalçın, Türkiye’de Çocuk Mahpus Olmak, İstanbul: TCPS Kitaplığı, Temmuz 2016, s. 26.

[17]Ceza Ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Cinsiyete Ve İnfaz Durumuna Göre Ceza İnfaz Kurumları Mevcutları, https://cte.adalet.gov.tr/Resimler/Dokuman/istatistik/istatistik-1.pdf (05.05.2021).

[18] Tuba Torun, Çocuk Mahpuslar 2: Tutuklu ve Hükümlü Çocuklar, https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/09/26/cocuk-mahpuslar-2-tutuklu-ve-hukumlu-cocuklar (06.05.2021).

[19]Ömer Gökduman, Ceza İnfaz Kurumlarında Eğitimin Önemi (Yüksek Lisans Tezi) İstanbul: T.C. Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İnsan Hakları Anabilim Dalı, 2011, s. 62.

[20] TBMM İnsan Hakları İzleme Komisyonu, Çocuk Ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Ve Eğitimevleri İnceleme Raporu, 2009, s.20.

[21]Ceza Ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, Ceza İnfaz Kurumları Tipleri, https://cte.adalet.gov.tr/Home/haritaliste (21.04.2021).

[22] https://cte.adalet.gov.tr/Resimler/Dokuman/istatistik/istatistik-4.pdf,  (Erişim Tarihi 23.04.2021).

[23]https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Guvenlik-Birimine-Gelen-veya-Getirilen-Cocuk-Istatistikleri-2015-2019-33632 (24.04.2021).

[24] https://www.tuik.gov.tr (21.04.2021).

[25] Meltem Akyol, Türkiye’de Çocuk Cezaevleri Adeta Bilinmezlik Kuyusu https://www.evrensel.net/haber/426981/turkiyede-cocuk-cezaevleri-adeta-bilinmezlik-kuyusu (21.04.2021).

[26]Adalet Bakanlığı, Adli Sicil İstatistikleri, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, http://www.adlisicil.adalet.gov.tr  (01.05.2021).

[27] Yalçın, a.g.e. s. 91.

[28] A.g.e. s.91.

[29] Ayhan Erbay, Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarının Çocuk Tutuklu/Hükümlüler Üstündeki Psikolojik Etkileri, Aydın Toplum ve İnsan Dergisi, Yıl: 3 Sayı:1, 2017 s. 28.

[30] Yalçın, a.g.e. s. 61.

[31] A.g.e. s. 34.

[32] A.g.e. s. 63

[33] Cansu Şekerci, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 30. Yılında Türkiye’de Çocuk Mahpus Olmak, İstanbul: TCPS Kitaplığı, 2019, s.11.

[34] Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Raporu, 24. Dönem 5. Yasama Yılı 2015, www.tbmm.gov.tr (29.04.2021).

[35]17 Yaşındaki Kadir Aktar’ın Maltepe Çocuk Cezaevi’ndeki intiharı üzerine sorular,

https://www.kisadalga.net/haber/detay/17-yasindaki-kadir-aktarin-maltepe-cocuk-cezaevindeki-intihari-uzerine-sorular_2787 (06.05.2021).

[36] https://www.evrensel.net/haber/426981/turkiyede-cocuk-cezaevleri-adeta-bilinmezlik-kuyusu (06.05.2021)

[37] Şekerci, a.g.e. s.7.

[38] Maltepe Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunan O.Ö’nün ağır ve sistematik şekilde darp edilmesi sonucu 31 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleşen şüpheli ölümü sonrası görevli memurların çoğu beraat ederken, 2’şer ay ceza verilen 4 memurun cezası da ertelenmiştir. https://www.haberler.com/maltepe-cezaevi-nde-olum-davasi-10048124-haberi/  (Söz konusu olaya ilişkin düzenlenen TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Raporu; https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/docs/2015/maltepe.pdf)

[39] Avşar ve Tekin v. Türkiye Kararı, www.hudoc.echr.coe.int  (Erişim Tarihi 24.04.2021)

[40] Şekerci, a.g.e. s. 7.

[41] Zeki Karataş, Çocuk Adalet Sisteminde Kapsamında Suça Sürüklenen Çocuklara Yönelik Uygulamaların Nitel Analizi (Doktora Tezi), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 214, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ (03.05.2021).

[42] Yalçın, a.g.e. s. 73.

[43] TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu İzmir Çocuk ve Gençlik Ceza İnfaz Kurumu İnceleme Raporu, 2013, www.tbmm.gov.tr. (05.05.2021).

[44] https://cte.adalet.gov.tr (Erişim Tarihi 05.05.2021).

[45] A.g.e. s. 60.

[46] https://ilerihaber.org/icerik/bozdag-cezaevinde-cocuk-istismarina-karsi-tedbiri-acikladi-tek-kisilik-odalar-yaptik-65237.html (Erişim Tarihi 02.05.2021).

[47] Alper Yalçın, Çocuk Mahpuslar Raporu; Çocuk Mahpuslara İlişkin Hak İhlali İddiaları, Bilgi ve Denetim Mekanizmalarına Yapılan Başvurular ve Akıbetleri Raporu, İstanbul: TCPS Kitaplığı, Aralık 2017, s. 32.

[48] Yalçın, Çocuk Mahpus Olmak, s. 81.

[49] https://cte.adalet.gov.tr/Resimler/Dokuman/istatistik/istatistik-4.pdf (09.05.2021).

[50] Adalet Bakanlığı’nın CİSST tarafından yapılan bilgi edinme başvurusuna 17.11.2015 tarihinde verdiği cevaptan.

[51] Ezgi Duman, Türkiye’de Kadın Mahpus Olmak, İstanbul: TCPS Kitaplığı, Ocak 2019, s. 160

[52] hhttps://hapistecocuk.wordpress.com/2017/06/05/denizlide-infaz-koruma-memurlarinin-mudahalesi-ile-yaralandigi-iddia-edilen-cocuklar-nereye-sevk-edildi/ (09.05.2021).

[53] https://hapistecocuk.wordpress.com/2017/07/03/denizlideki-mahpus-kiz-cocuklari-icin-bir-mahpusun-ifadesi-bize-gore-durumlari-cok-daha-kotuydu/ (09.05.2021).

[54] https://cte.adalet.gov.tr (07.05.2021).

[55] Pandemi Döneminde Çocuk Mahpuslar ve Mahpus Anneleriyle Tutulan Çocuklar, http://cisst.org.tr/wp-content/uploads/2020/11/cocuk-mahpuslar-ve-mahpus-anneleriyle-tutulan-cocuklar.pdf (01.05.2021).

[56] CİSST, Hapishanelerden Gelen Koronavirüs (COVID-19) Kaynaklı Şikayetler,  http://cisst.org.tr (01.05.2021).

[57] http://cisst.org.tr/wp-content/uploads/2020/11/cocuk-mahpuslar-ve-mahpus-anneleriyle-tutulan-cocuklar.pdf (01.05.2021).

[58] Yalçın, Türkiye’de Çocuk Mahpus Olmak s. 131.

[59] Aytekin Yılmaz, Eski Mahpusların Topluma Yeniden Katılımı, İstanbul: Mahsus Mahal Kitaplığı, 2011, s. 10.

[60] Zeki Karataş, Aliye Mavili, Çocuk Adalet Sisteminde Suça Sürüklenen Çocuklara Yönelik Uygulamalarda Karşılaşılan Sorunlar, 2019, cilt. 19, sayı 45, s. 1013.

[61] Çocukların Ceza Hukukundaki Yeri Ve Çocukların Korunması, Uluslararası Sözleşme Ve Protokoller, s. 4. https://www.anayasa.gov.tr/media/3626/akarca.pdf (05.05.2021)