Bir Başarısız Devlet Örneği Olarak Yemen

Hüseyin Ertürk

Hüseyin Ertürk

Hacı Bayram Veli Üniversitesi - Uluslararası İlişkiler Araştırmacısı

Öz

Bu yazıda başarısız/ kırılgan devletin tanımı ve temel belirtileri tanımlanarak devletin başarısızlığının sebep ve sonuçlarına değinilecektir. Tüm bunlar göz önüne alınarak, bu olgunun Yemen çerçevesinden izlenimi gerçekleştirilecektir. Yemen’in tarihi varlığından yola çıkarak güncel durumuna değinilecek ve şu anki başarısız devlet konumunun sebeplerine varılacak ve bu konuda değerlendirmelerde bulunulacaktır.

Giriş

Başarısız devletler ya da diğer bir ismiyle kırılgan devletler, belli kriterlere göre zayıf kalmış egemenlikleri temsil eden bir kavramdır. Özellikle son yüzyılda güncel olarak tartışılan konulardan olan başarısız devlet kavramı hakkında çalışmalar ve tespitler devam etmekle birlikte, elde edilmiş belli başlı veriler ve buna bağlı olarak oluşturulmuş bir kırılgan devlet endeksi bulunmaktadır.

Yemen ülkesi de bu endeks bakımından incelendiği başarısız devletler  arasında ilk sırada yer almaktadır. Stratejik konumundan ötürü güç odaklarının ilgisinden uzaklaşamayan ve iç istikrarı bir türlü sağlayamamış Yemen ne yazık ki bariz bir kırılgan devlet örneği durumundadır.

Devlet Ve Devletin Başarısızlığı

Devlet, yaygın tanımıyla, Ülke adı verilen belirgin bir toprak parçası üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde bir siyasi egemenlik altında örgütlenmesidir. Yani devlet, sınırları belirgin olan bir toprak parçasının üzerinde yaşayan insanların topluluk bilinciyle bir siyasi otorite tarafından egemenliğe alınmasıdır. Bu bağlamda devletin iktidarının, bu ülke üzerinde yaşayan insanlara karşı belli başlı sorumlulukları vardır. Bu sorumlulukların yerine getirilememesi, devlet başarısızlığını doğurur. Devlet, insanlar tarafından toplumsal bir fayda geliştirmek için ortaya çıkmış bir kurumdur. Devlet, yurttaşlarına refahı, hukuk sistemini, intizam ve emniyeti sağlamakla yükümlüdür. Bu faydaları sağlama konusundaki yetersizliği o devleti başarısız devlet kılar. Bu devletler dışarıdan veya içeriden kaynaklı güvenlik tehlikelerine caydırıcı bir tavır sergileyemezler. Bununla beraber idare güçleri ve güç kullanma yetileri konusunda şüphe uyandırırlar ve bu konuda güven sağlayamazlar.1

Başarısız Devlet ve Egemenlik

Devlet başarısızlığı birçok kriter bakımından incelense de temelde yatan sorun, egemenliğini sağlayamaması ve toplumsal rıza eksikliğidir. Egemenliğin içeriden sağlanamaması, devletin başarısızlığının temel göstergesidir. Devletin otorite yoksunluğu ve egemen bir güç olarak kendisini hissettirememesi, devlet içerisinde istikrarsızlık ve anarşi doğurur. Bununla beraber dış egemenlik de yönetici iktidarın uluslararası arenada devletin resmi olarak egemeni olarak tanınması, meşru kabul edilmesi durumudur. İç egemenlik, devlet içerisindeki insanlar üzerindeki hüküm gücünü ve otorite kapasitesini temsil ederken, dış egemenlik ise uluslararası arenada diğer devlet arasında o ülke üzerindeki meşru egemen olarak tanınmayı tanımlar. İç egemenlik, otorite sayesinde gelişir. Otorite ise gücünü toplumsal rızadan alır. Böylece görülür ki devletin başarısını belirleyen en önemli iki unsur birbirine derinden bağıntılıdır.2

Toplumsal Rıza

Toplumsal rıza, devletin tebaasının hükümete karşı hissettiği aidiyet ve güvendir. Halkın, devletine karşı duyduğu rızadır, onun otoritesine duyduğu itimat ve saygıdır. Bunu azaltan en önemli unsur da iç egemenliktir. Bunla beraber doğrudan toplumsal rızanın kaybı da iç egemenliğin çöküşüne delalettir. Böylelikle iki unsurun da birbiriyle olan kaçınılmaz ilişkisi malumdur.3

Tarihte Yemen

Yemen, Kızıldeniz’in okyanusa açılan kapısı olan Aden Körfezi’nin Asya tarafındaki ülkesidir. Yerleşimi çok eski çağlara dayanan bölge, İslam için önemli yerlerden birisidir. Yemen, jeopolitik olarak ve toprak verimliliği bakımından yüzyıllar boyu kıymetli bir nokta olmuştur. Ayrıca yer altı bakımından zenginliği de dikkat çekmektedir. 16. yüzyılda Osmanlı hakimiyetine giren Yemen, uzun yıllar öyle kaldı. Uzun yıllı hakimiyetine rağmen Osmanlı, Yemen’e hiçbir zaman mutlak egemen olamadı. Kıyı kabileleri neredeyse bağımsız bir şekilde hüküm sürmekteydi. Bu büyük kabilelerin var oluşu ve çeşitli mezheplerin halkı gruplaştırarak bütünden koparması, Yemen’i yüzyıllarca istikrarsız yapan ana unsurlardandır.

Yemen halkının yarısı Zeydilik adı verilen Şia’nın bir kolu olan bir mezhebe mensupken, halkın diğer yarısı Sünni bir mezhep olan Şafiilik’e mensuptu. Halkın içerisindeki bu ayrım, her daim isyan ve iç karışıklığı körüklemiş olup bu coğrafya yüzyıllar boyu bu iki grubun mücadelesine şahit olmuştur.

Dünya Savaşı sonrası, 1918’de Osmanlı’nın güç kaybından faydalanan Zeydi lider İmam Yahya Kuzey Yemen üzerinden bağımsızlık elde etti. Daha Kuzey-Yemen birleşmesi olmadan ülke Genelkurmay Başkanı Sallal’ın darbesine şahit olmuştur. Bu darbede de Mısır başta olmak üzere büyük devletlerin rolü büyüktür.

Güney Yemen ise 1839’dan beri Osmanlı’dan İngiltere’nin eline geçmişti. 1967’de sosyalist bir örgütlenmeyle bağımsız bir devlet kuran Güney Yemen yeni bir güç olarak sivrilmişti.

Güney ve Kuzey Yemen 1972’de bir savaşa tutuldu. Savaş sonuçsuz kalsa da, iki ülkenin birleşmesinin sinyallerini verdi. Sonuç olarak 1990 yılında Kuzey Yemen ve Güney Yemen birleşerek Yemen Cumhuriyeti kuruldu. 3 yıllık iki başlı bir yönetim sonrasında tam birleşme gerçekleşti.4

Yemen İç Savaşı (2015)

Arap Baharı sonrası devrilen eski lider Ali Abdullah Salih, Şii Ensarullah Hareketi’ne yani Zeydiler’in devamı olan Husilere destek vermeye başlamıştır. Yemen’de başarısız yönetim neticesinde çıkan istikrarsızlık sorunu bir hükûmet krizi oluşturmuştur ve Husilerin başkent Sana’yı ele geçirerek, yönetimi devralmasıyla sonuçlanmıştır. Seçilen son cumhurbaşkanı el-Hadi 2015’te istifa ettikten ve bir süre hapse mahkum edildikten sonra ülkeyi terk etmiştir. Bu savaş neticesinde ülke terörizme ve kaosa sürüklenmiş ve merkezi otorite hiçbir zaman istikrara kavuşmamış olan Yemen, kırılgan bir devlet olarak varlığını sürdürmektedir.

Yemen’deki Devlet Başarısızlığı

Ülkede yüzyıllar boyunca devam eden iç çatışmalar, ülkenin stratejik konumunun ve yer altı kaynaklarının güçlü olması, bu bölgeyi her daim riskli konuma getirmiştir. Büyük devletlerin sürekli müdahalesi altında baskılara maruz kalan Yemen halkı, bir de Şia-Sünni kavgasına sahne olunca, devlet istikrarı sağlanamaz olunup, ülke dış müdahalelere ve terörizme açık bir hale ve zayıf bir duruma gelmiştir.5

Yemen Devleti’nde İç ve Dış Egemenlik Başarısızlığının Sebepleri

Yemen Devleti, kurulduğu günden yana çokça darbeye ve iç isyana maruz kalmış olup ülke bir türlü istikrara kavuşamamıştır. Sürekli otorite kaybıyla ve sarsıntısıyla uğraşan hükümetler, bir devamlılık ve refah sağlayamamış, ülke krizden krize sürüklenir olmuştur. İçerideki Sünni- Şii mezhep kavgaları iç huzursuzluğu sürekli tetikler olup siyasi çekişmelere de sebep olmuştur. Ülkedeki bu siyasi çekişmeler ve istikrarsızlık, devletin iç egemenliğini zayıflatmış, Husiler ve El-Kaide gibi terör odaklarının burada serpilmesine sebep olmuştur. Otorite kaybından ve dış desteklerden güçlenen Husiler, devletin meşru güvenlik güçlerini aşacak güce erişmiş ve başkenti ele geçirerek yönetime el koymuştur. Bu denli kötü seviyedeki iç egemenlik, dışarıda da bir egemenlik ve meşruluk kaybına yol açmış, ülkenin dış egemenliği de buna paralel olarak düşmüştür. 6

Buna ilaveten ülkenin jeopolitik olarak stratejik bir noktada bulunması ve yer altı bakımından değerli topraklara sahip olması, ülkeyi büyük güçlerin odağı haline getirmiş ve bu durum Yemen’i bir satranç tahtası konumuna getirmiştir. Devletlerin ülke içindeki farklı noktaları beslemesi iç egemenliği önemli bir derecede zayıflatmıştır.

Buradan çıkarılanlarla görülüyor ki, siyasi çekişmelerin verdiği istikrarsızlık, refah ve güvenliği olumsuz etkilemiş, neticesinde bu durum terörist faaliyetlerin yol almasına sebebiyet vermiştir. Büyük güçlerinde ülke içinde varlık gösterme isteği egemenliği daha da zayıflatmıştır. Tüm bunlar neticesinde Devletin başarısızlığı aşikar olmuş, iç ve dış egemenlikten neredeyse tamamen yoksun bir başarısız devlet olarak Yemen Cumhuriyeti oluşmuştur.7

Yemen Devleti’nde Toplumsal Rıza Sorunu

Yemen’de devletin yönetimindeki mezhep temsilcileri sürekli karşı tarafın radikal tutucularına rahatsızlık vermiş, bu durum birleştiricilikten çok ayrımcılığa yol açmıştır. Neticesinde, devletin otoritesine saygı duymayan halk kitleleri ortaya çıkmıştır. Bunla beraber terörist unsurların varlığı ve dış egemenlerin etkileri, toplumsal rıza sorununu bir açmaz haline getirmiş ve durum bir kriz haline varmıştır ve hala çözülememiştir.8

SONUÇ

Yemen halkı için bir nimet olarak öne çıkan jeopolitik stratejik konum, coğrafi zenginlikler ve mezhebi çeşitlilik, onları ilgi çekici bir hale dayatmış olup bu durum büyük güç odaklarının ilgisine mazhar olmasına sebebiyet vermiştir. Mezhep kavgaları, terörist faaliyetler, büyük güçlerle mücadele, Yemen’i içeride ve dışarıda egemenliği zayıflamış, toplumsal rızası kaybolmuş bir devlet haline getirmiştir. Tüm bu olumsuzlukların getirmiş olduğu istikrarsızlık, güvensizlik ve refahtaki düşüklük ne yazık ki halen devam etmekte olup uluslararası ilişkilerde Yemen, hala bir açmaz olarak yerini korumaktadır.

KAYNAKÇA:

1 Öğüt, S. (2013). Başarısız Devlet Kavramının İncelemesi, MÜHF – HAD, C. 19, s.3, s.164-170

2 Gök, N. (2017), Başarısız Devletler (Failed States), s.9.

3 Güdül, S. Bir Başarısız Devlet Örneği Olarak Lübnan. Identities, 3(2), s.778,779.

4 Yılmaz.T, Şahin.M. (2011). Uluslararası Politikada Orta Doğu. Barış Kitap, Ankara,s.29-31.

5 Armaoğlu, F. H. (1995). Yirminci Yüzyıl Siyasî Tarihi 1914-1995. Timas Yayinlari.

6 Büyükkara, M. A. (2011). Sosyal, Siyasi ve Dini Yönleriyle Yemen Hûsî Hareketi. Dîvân: Disiplinlerarası Çalışmalar Dergisi, (30), s.115-152.

7 Laub, Z., & Robinson, K. (2016). Yemen in Crisis. Council on Foreign Relations, s.1-7, s.19,

8 Lackner, H. (2019). Yemen in Crisis: Road to war. Verso Books, s.33-40