Masumiyet Karinesi Neden Herkes Tarafından Bilinmeli?

Kadir GÖNÜLBAŞ

Kadir GÖNÜLBAŞ

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Günümüzde internet her yaş kesimi tarafından pek fazla kullanılmaktadır.[1] 3 yaşındaki bebekten tutun 70 yaşındaki bir insanın bile elinde akıllı telefon görmek mümkündür. Hal böyle olunca gündemi her türlü konu meşgul edebiliyor ve herkesin gündemle alakalı eleştirel fikirlerini paylaşması için bazı platformlar şiddetli bir şekilde kullanılıyor. TV kanalları, radyo kanalları ve sosyal ağlar (Instagram, Twitter, Facebook vb.) gibi platformlar bu amaçla kullanılırken insanların eleştirileri sınırları aşabiliyor ve rahatsızlık duyduğum bir husus olan “Masumiyet karinesinin ihlali” söz konusu olabiliyor. İşte bu yazımda bu sınıra hukuk perspektifiyle bakacağım.

Masumiyet karinesi; günümüz hukuk sistemlerinin hepsinde kabul gören, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin[2] ve Anayasa’nın[3]Adil Yargılanma Hakkı” çerçevesinde değerlendirdiği bir haktır. Masumiyet karinesi “Sanığın suçunun mahkeme kararı ile kesinleşmesine kadar masum sayılacağı” anlamına gelir.[4]

İnsanlar basından duyduğu haberlerin ardından Masumiyet karinesini pek çok kez ihlal edebiliyor. Örneğin, Toplumda şiddetli tartışmalara yol açan bir olaydan dolayı soruşturma geçiren bir insan henüz mahkemesi sonlandırılmadan suçlu yerine konulabiliyor ve bu yönde bir algı oluşuyor. Buna istinaden insanlar sürmekte olan bir dava hakkında sanığın “Tutuklanması” ya da “Tutuklanmaması” yönünde görüşler bildiriyor.

İnternet ortamında herkes görüş bildirebilir fakat bu görüşler gerçekçiliği aşıp bir algı oluşturduğunda, bu durum hukuk sistemine zarar verebilecek ölçüde olabiliyor.[5] Öyle ki medyada ağırlıkla savunulan görüş, mahkemede kabul görmeyip aksi yönde bir karar alındığında insanlar yargının yanlış işlediğini düşünüyor. Bu durumun sonucu olarak yargıya güven zedeleniyor.

Anayasamıza göre “Bir yargılama sürecinde mahkemelerin tarafsızlığı modern hukuk devletlerinde esastır”.[6] Yargıçlar karar verirken olabildiğince tarafsız olmak zorundadırlar. Yapılan araştırmalara göre hakimin karar alma mekanizmasını doktrindeki görüşlerden, bir üst mahkemenin kararını bozmasına kadar etkilediği ortaya koyulmuştur.[7] Medyanın bu karar alma mekanizmasında bir dış etken rolü oynadığını söylemekte kaçınılmazdır. Özellikle günümüzdeki medya kullanımını ve medyadaki örgütlenmeyi ele aldığımızda dünyanın her yerinde medya yargıyı etkileyecek bir güçtedir.[8]

Özellikle medya masumiyet karinesinden habersizce devam eden davaları etkilemektedir. Devam eden yargılama sürecini etkilememesi, yani hakimin tarafsız kalması için yargılama süreci hakkında medyanın engellenmesi büyük önem arz edecektir.

Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 182/1 hükmüne göre “Duruşma herkese açıktır.”[9] Her ne kadar bu madde basın özgürlüğünü akla getirse de yine aynı kanunun 183. Maddesi “Ses ve görüntü alıcı aletlerin kullanılması yasağı” başlığı altında olup “Madde 183 – (1) 180 inci maddenin beşinci fıkrası ile 196 ncı maddenin dördüncü fıkrası hükmü saklı kalmak üzere, adliye binası içerisinde ve duruşma başladıktan sonra duruşma salonunda her türlü sesli veya görüntülü kayıt veya nakil olanağı sağlayan aletler kullanılamaz. Bu hüküm, adliye binası içerisinde ve dışındaki diğer adlî işlemlerin icrasında da uygulanır.”[10] şeklindedir.  183. Madde masumiyet karinesini destekleyici mahiyette olup medya karşısında yargı bağımsızlığını gözetmektedir.[11]

Masumiyet karinesinin bir diğer önemi de suçlunun psikolojisi tarafından karşımıza çıkıyor. Öyle ki eğer sanığın suçlu olmadığı yönünde karar verilse bile yargılama sürecinde sanığın suçlu olduğuna inanılan ve çeşitli toplumsal yaptırımlar yüzünden kişinin psikolojik zarara uğraması kaçınılmazdır. Bu hususta Anayasa Mahkemesi başkanı Zühtü Arslan’ın “Masumum kadar Masumsun da diyebildiğimiz bir anlayışa sahip olmamız gerekiyor.” şeklindeki ifadesi çok isabetlidir.[12]

Suçlunun bu psikolojiye girmesini kriminoloji alanından incelemek gerekirse; penolojinin ve suç sosyolojisinin etkisini atlamamamız gerekir. Öyle ki penoloji, toplumun suçu cezalandırmak için müracaat ettiği çeşitli yaptırımları ifa eder. Yazımda da bu yaptırımlar medya aracılığı ile olmaktadır. Suç sosyolojisi ise suçu toplumsal bir olay olarak inceler. O halde toplumun penolojik olarak suçluluğu ispatlanmayan bir kişiyi cezalandırmaya çalışması, sosyolojik bir etki yaratıp suçlunun devam eden hayatında da toplumun dayattığı algı yüzünden bunu içselleştirip suça meyilli olmasını sağlar.[13]

Sonuç

Sosyal medya yaygınlaştığı günden beri herkes sosyal, siyasi ve kültürel olarak eleştiri yapmaktadır. Fakat her şeyin sınırı olduğu gibi eleştirinin de “ihlal” sınırına gelmemesi gerekir. Öyle ki günümüzde özellikle siyasi eleştirilerde yargının nasıl işlemesi gerektiğini söyleyen, ilgili alanlarda uzman olmayan birçok kişi vardır. Aslında bu kişiler eleştirel ortam ile yardım ettiklerini düşünseler de hem yargı sürecine hem yargıya güven ilkesine hem de sanığın geri kalan hayatına psikolojik açıdan zarar verdiklerinin farkında olmayabiliyorlar. İşte bu yüzden “Masumiyet karinesi” ‘nin herkes tarafından bilinmesi gerekir. Eğer herkes tarafından bilinirse hem yargılama sürecinde daha tarafsız bir ortam oluşur hem de kimse kimsenin yetkisini gasp etmemiş olur.

[1] https://recrodigital.com/dijital-2021-raporunda-turkiye-ve-dunyada-internet-ve-sosyal-medya-kullanimi-karsilastirmasi-ocak-2021/, Erişim Tarihi: 17.10.2021

[2] Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 6/2

[3] Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Madde 15/2

[4] “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Masumiyet Karinesi”, Güncel Hukuk Aylık Hukuk Dergisi, Sayı:5, Mayıs 2004, s.20-21, Erişim Tarihi: 17.10.2021

[5] https://fikirturu.com/toplum/sosyal-medya-mahkemeleri-ve-turk-yargisi/ Erişim Tarihi: 17.10.2021

[6] https://www.researchgate.net/profile/Necati-Cemaloglu/publication/277720859_Yuksekogretim_Ogrencilerinin_Tuketim_Degerleri_Ile_Memnuniyet_Duzeyleri_Arasindaki_Iliski/links/55721dd908ae752158684fae/Yueksekoegretim-Oegrencilerinin-Tueketim-Degerleri-Ile-Memnuniyet-Duezeyleri-Arasindaki-Iliski.pdf#page=35, Erişim Tarihi: 17.10.2021

[7]https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/33782/Savas_Dede.pdf?sequence=1&isAllowed=y, Erişim Tarihi: 17.10.2021

[8] https://www.researchgate.net/profile/Necati-Cemaloglu/publication/277720859_Yuksekogretim_Ogrencilerinin_Tuketim_Degerleri_Ile_Memnuniyet_Duzeyleri_Arasindaki_Iliski/links/55721dd908ae752158684fae/Yueksekoegretim-Oegrencilerinin-Tueketim-Degerleri-Ile-Memnuniyet-Duezeyleri-Arasindaki-Iliski.pdf#page=35, Erişim Tarihi: 17.10.2021

[9] Türk Ceza Kanunu Madde 182/1

[10] Türk Ceza Kanunu Madde 183

[11] http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=1662, Erişim Tarihi: 17.10.2021

[12] https://www.anayasa.gov.tr/tr/baskan/konusmalar/10-uluslararasi-suc-ve-ceza-film-festivalinin-ben-masumum-konulu-akademik-programinin-acilisinda-video-konferans-yontemiyle-yaptigi-konusma, Erişim Tarihi: 17.10.2021

[13] https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1102274, Erişim Tarihi: 17.10.2021